Eskiden beri türkülerin yeri ayrıdır gönlümde, zira her duyguya bir karşılık vardır onlarda. Ezgileri başka türlü işler içime, sözleri başka türlü... Doğa, kahramanlık, törenler, ölüm, ayrılık, aşk, iş türküleri... Ne türden ararsanız var yani. Kimi eğlenceli kimi acıklı türküler, her zaman benim baş tacım oldu. Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun dediği gibi: " Köy türküleri, dilimizin tuzu biberi"...
Köprüye varınca köprü yıkıldı
Üç yüz atlı birden suya döküldü
Nice yiğitlerin beli büküldü
Nettin Kızılırmak allı gelini
Gelini gelini benim yarimi
Ağıtlar, acı ve vakitsiz ölümleri anlatan türkülerimizdir. Hastalık, cinayet, kaza gibi nedenlerle yaşanan ölümler için yakılır. Daha çok da çocuk ve genç ölümlerini anlatır. Sözleri kadar ezgileri de acıklıdır. Kızılırmak köprüsünün yıkılmasıyla boğularak ölen Hürü gelin ağıtı gibi... Bazıları da o kadar eğlencelidir ki, her duyduğumda içimi bir neşe kaplar, gülerim.
Sabahleyin erken çifte giderken, aman aman
Öküzüm torbadan düşmüş gördün mü?
Manda yuva yapmış söğüt dalına, aman aman
Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?
Edebiyatımız koca bir derya, çeşitli ezgilerle söylenen anonim halk şiirinin bir parçası olan türküler de bu enginliğin içinde ışıldayan bir hazine. Söyleyeni belli, aşık tarzı ürünlerinden olan türküler de var bu deryada. Hem anonim hem aşık tarzı ürünlerinde var olan bu tür, Türk edebiyatının en zengin alanıdır.
Bentleri, yapı ve sözleri bakımından iki bölümden oluşur. Birinci bölüm, türkünün asıl sözlerinin bulunduğu, diğeri ise, kavuştak dediğimiz bağlama dizelerinin bulunduğu bölümdür. En çok akılda kalan bölüm bağlamayı yapan nakaratlardır, o nedenle de çoğunlukla bu kavuştak dizeleriyle adlandırırız türkülerimizi. Tabi sadece dörtlüklerden oluşan kavuştaksız türkülerimiz de var ya da üçlüklerle kurulanlar, mani tipinde olanlar, karşılıklı konuşma şekinde olanlar, beyitlerle kurulanlar vs.
Senin yazın kışa benzer
Bir sevdalı başa benzer
Çok içmiş sarhoşa benzer
Duman eksilmeyen dağlar
A dağlar ah ulu dağlar
Eşinden ayrılan dağlar
Her birinin ayrı bir hikayesi, bir yaşanmışlığı vardır. Her biri yüzyılları aşarak günümüze ulaşmış bizden kopan ve bizi tamamlayan parçalardır. Müziğin her türlüsü değerli tabi ama türküler bir başka vesselam. Benim gönlümde bağlama sesinin yerini alacak bir başka saz yok, bağlama ve türkü, hele bir de duygusalsa, alır götürür başka diyarlara...
Sen de gider isen bizim illere
Sana neler diycem dur seher yeli
Tanrı emanetim yare bir selam
Götür bir tenhada ver seher yeli
...
Eser seher yeli sabaha yakın
Nazlı yar uykuda uyarman sakın
Açılmış gerdanı benlere bakın
Düşünde ne görür sor seher yeli