su etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
su etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Şubat 2019 Pazartesi

Ömrüm





yine ak çağıl çağıl
ömrüm kara toprağa
pembenin en soluk yüzü
savurmadan beni karlara
ömrüm yine ak
çağıl çağıl kara toprağa

haine zalime inat
ömrüm dön kara toprağa
bak bağrını açmış bekliyor
dikensiz güller arasında
yine ak çağıl çağıl
ömrüm dön kara toprağa

22 Aralık 2016 Perşembe

Pişmanlık


Gözyaşının da kokusu varmış
Bir de rengi
İkisi de beyaz
Ne var ki
Ben çekemem içime
Duru su gibi

İçtikçe solar, kokladıkça dolar
Ciğerlerime
Beyaz...

Acının da kokusu varmış
Bir de rengi
Kapkara, düşlerim gibi
Ne var ki
Ben düşemem içine
Sabahsız bir gece gibi

Düş'tükçe solar, kokladıkça dolar
Düşlerime
Siyah...

Pişmanlığın da kokusu varmış
Bir de rengi
İkisi de gece mavisi
Ne var ki
Ben dönemem geriye
Keşkesiz gün gibi

Baktıkça acır, andıkça yanar
Dünlerimde
Mavi...

11 Haziran 2016 Cumartesi

Alıntılar 2


“ Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgardan hayır gelmez.” 
Montaigne

“Kanıyor takvimden gamsız ağaçsız
Evlatlarını döver gibi seven bir sonbahar
Güvertesinde adresini şaşırmış
Kayıp bir nisan yağmuru”  
Yılmaz Erdoğan

“Ekim kasım işlerini öğrenirken bir keman
Ağlamayı bir de
Şarkıya söz yürür
Yeşile aldanır suyun kudreti
Ve sen hiçbir zaman
Sol anahtarı yaptıracak
Bir çilingir bulamazsın”   
Yılmaz Erdoğan

“Dünyanın tuhaflıklarına, ben ölsem de resmim güler.”  
Muallim Naci

    “Hayat; kendisini alt edenindir.”    
Friedrich Nietzsche

“Bir insanı uygarlaştırmaya karar verdiyseniz, işe ninesinden başlayın.”  
Victor Hugo


“ Yel istediği yerde eser, onun sadece sesini işitirsin ama nerden gelip nereye gittiğini bilemezsin.”  
Susanna Tamaro

5 Mayıs 2016 Perşembe

Akçay


Uzun zamandır özlemini çektiğim şirin bir yer Akçay, Edremit'e bağlı bir tatil kasabası, şimdilerde mahallesi demek daha doğru. Balıkesir deyince aklıma gelen ilk yer. Galiba bugünlerde fazlasıyla yorgunum, bu da tatil ihtiyacımı artırıyor doğal olarak. Bezginliğin, karanlık günlerin ilacı belki de, sevdiğiniz bir yerde bulunmak.

15 Nisan 2016 Cuma

2 Nisan 2016 Cumartesi

Suyun Okşayışı


Bırak elindeki çekici! Okşayarak seven su ol!

Okşa ki büyüsün umut, sabırla işle hayatı ilmek ilmek. Bırak halı döver gibi yaşamayı, pamuklara sar sevdiklerini. Zira yürek sırça köşktür, onu sadece sevdikleri tuzla buz eder. Kırma seni sevenleri. Okşa elindeki yüreği, gönlünü al sevdiklerinin.
Her kimse senin için en değerli, onun umudunu okşa, kırma kalbini. Sev aileni, dostlarını, memleketini; sev ki ki filizlensin hayat, tomur tomur çiçeklensin!

18 Aralık 2015 Cuma

Bu Balık Ölür



Kuma labirent çizdi çocuk
Kendini de gömdü içine
Elinde bir kova su
Ve susamış koca bir balık

Kolayca kayboluverdi 
Yuttu aniden dar koridorlar
Çıkışı yapmayı unutmuş gibi
Döndü durdu pes etmeden

Kayboldu kendini bilmeden
Kum doldu gözlerine
Yüreği ezildi
Ya denize ulaşamazsa?..

Yıldız değdi kirpiklerine
Güneş ayı, ay bulutu kovaladı
Gündüzlerce, gecelerce
Susadı balık, seslendi kuma
" Susuz yaşayamam ki ben."

Yaşlar aktı gökyüzünden
Doldurdu kovayı bir çırpıda
Nefeslensin biraz daha
Az kaldı suya
Deniz az ötede duruyor ya

Korktu çocuk, daldı sonra
Derin uykulara, anmadan hiç suyu
Ve hiçbir şey düşünmeden
Kendi elleriyle çizdiği dolambaç
Yuttu onu derin boşluğunda

Ya çıkmalı bitimsiz bulmacadan
Ya içine çekmeli deniz
Bu balık ölmeden
Ateş saçan minik can 
Pul pul erimeden

Bir ses duydu, rüya mı bu
İçi bağırdı sonra
"O su buraya gelene kadar 
Bu balık ölecek"

Güneşin narin parmakları
Okşadı kum tanelerini
Bir yol açtı dolambaçta
Ki suya değsin ayakları...





29 Kasım 2015 Pazar

Yakamoz




Sessiz, derin bir bakış aktı suya
Adı sanı yok
Bilinmez hangi dağdan indi hüzün
Bir yanı ışıkken bir yanı boş karanlık
Ardına baktı yalnızlık
Yakamoz aktı suya inceden
Keşkelerin altında 
Derin bir boşluk

21 Kasım 2015 Cumartesi

Elbet Gün Doğar Yine


çoğaldı akşam
bütün hışmıyla oturdu baş köşeme
sardı ışığın  parıltısını
boğdu koyu gölgelere
akşam çoğaldıkça
dönüşmekte zifiri bir karanlığa
boğarak gündüzün umutlarını
güneşten artan sarı ışığı
mavi suya gömerken 
olsun be!
elbet gün doğar yine..

10 Kasım 2015 Salı

Susuz Yaz / Necati Cumalı




Susuz Yaz, Necati Cumalı'nın İzmir'de Seferihisar ve Urla ilçelerinin köylerinde geçen olayları gerçekçi bir anlatımla kaleme aldığı öykü kitabıdır. Kitapta yazar, toplumun ortaya koyduğu ürünleri kişilerin kaderleriyle bağdaştırarak anlatır. Bunu yaparken de, dupduru bir Türkçe kullanır. Olay, insan ve sorun şemasında işlenir öyküler; gerçekçi köy öyküleridir bunlar, yazarın deneyim ve izlenimlerinin ürünüdür.

10 Eylül 2015 Perşembe

Gelgit


Gel_git


“ Tanrı vaad eder, şeytan peşin çalışır.” derler ya doğruymuş.

Vah dostum, ne çoşkun
Ne çılgın denizmiş bu
Ah, şu gelgitleri zamansız…

Çare



Çaresiz


Elimden bir şey gelmiyor

Karşımda su ve ateş…
Hangisi daha güçlü ki?
Ey, evrenin gerçek efendisi!
Su ateşi söndürebilir mi,
Bir avuçsa eğer?

19 Ağustos 2015 Çarşamba

SU / Roman

SU 

Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları


“Başlangıçta yalnız su vardı.”

“SU.
SU vardı. Başlangıçta sadece SU vardı.
Evvelce gök, ay, güneş, hava, ateş, toprak ve ağaç yoktu: Sadece SU vardı."

Kamanlık yani Sibirya’dan Anadolu’ya yayılan Şamanizm, bugün Anadolu'da yaşayan her kültürü derinden etkilemiş kadim bir gelenektir. Kamanlığın dört unsuru olan SU, TOPRAK, HAVA ve ATEŞ'tir. İşte Buket Uzuner bu kültürden yola çıkarak SU romanını yazıyor, çok da iyi yapmış doğrusu. 2012’de yayımlanan Su kitabı bir dörtleme olarak tasarlanmış, şimdi 2015’te TOPRAK piyasaya sürüldü. İlk yayımlandığında okuduğum SU, hem Şamanizm hem de Kutadgu Bilig, ilgi alanıma girdiği için, beni fazlasıyla kendine bağladı. Şimdi sırada TOPRAK romanı var, onu da severek okuyacağımdan eminim. Polisiye kurgusunda olması da, romanı rahat okunur kıldığı için, dördüne de hazırım diyebilirim.

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *