Zweig etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zweig etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Nisan 2018 Pazartesi

14 Eylül 2017 Perşembe

Amok Koşucusu / Stefan Zweıg


"Elimizde kalan son insan hakkı herhalde şudur: Canının istediği şekilde geberme hakkı... ve dışarıdan bir yardımla rahatsız edilmeme hakkı."


Pek çok türde olağan dışı ve oldukça etkili, yetkin eserler veren Viyana doğumlu Stefan Zweig, bir kez daha sarıp sarmaladı ruhumu. Yaşamı boyunca kafasını meşgul eden ölüm hakkını, eşiyle birlikte intiharına kadar devam ettiren yazar, bu eserinde de oldukça ilginç bir bakış açısı sergiliyor.

Amok, Malezya halkında görülen bir çeşit delilik, anlamsız saplantılar sonucu ortaya çıkan ölümcül bir delilik hali. Önce durgunluk, kararsızlık, kibir, nefret sonra da birden beliren koşma arzusu, kudurma belirtileri, tiz çığlıklar...

1 Haziran 2017 Perşembe

Korku / Stefan Zweıg


"Gözleri kapalı bir biçimde bir süre orada öylece durdu, loş merdiven boşluğundaki soğuk havayı ciğerlerine çekti. Derken üst katlardan bir kapının kapandığını duydu; telaşla toparlanıp farkında olmadan taktığı kalın peçeyi daha da yukarı çekti, hızla merdivenden aşağı indi. Şimdi sıra yüzleşmesi gereken en ürkütücü tehlikedeydi: Sakini olmadığı bir apartmanın kapısından dışarıya çıkma dehşeti."

Sebebi her ne olursa olsun, korku, korkunun kaynağından daha beterdir.


Suçun ortaya çıkma tehlikesi, suçluluk duygusu, yakalanmanın yakıcı ürpertisi... Burjuva yaşam süren, rahata ve güvenli sıradanlığa alışmış bir kadının sürüklendiği macera ve ardından gelen ruh çalkantısı... Korku, Stefan Zweig'in kaleminden çıkan uzun bir durum öyküsü aslında. Saplanıp kaldığı tekdüze yaşamına heyecan katmak isteyen Irene, kendisini bir piyanistle planlanmamış bir hikayenin içinde bulur. Kısa bir süre sonra da, tüm yaşamını etkileyecek olan korkunun pençesine düşer.

Kitap baştan sona bir iç çatışmayla ve bunun yarattığı psikolojik gerilimle yüklü. İnsan ruhunun müthiş bir analizi var bu uzun öyküde. Burada asıl olay ikinci planda, yani ele alınan bir olay yok, olayın içindeki bir olgu ve bunun yarattığı duygunun insanı nasıl sarıp sarmalayabileceği ön plana çıkıyor. Karakter analizi, ruhsal çalkantı ve yakıcı bir duygu olan  korku esas alınmış bu uzun öyküde. Şaşırtıcı hiçbir şey yok aslında; ama öylesine tanıdık ve öylesine etkileyici bir duygu anlatılmış ki, ister istemez okurken geriliyorsunuz. Korku... Herkesin az ya da çok hissettiği o kırmızı karakterli duygu. Kimi suçtan kimi yakalanmaktan korkar, kimi parasızlıktan, kimi yalandan, yalnızlıktan ya da ölümden... Herkesin bir korkusu var hayatta. Irene gibi... İhanet ve yakalanma korkusu, sahip olduklarını yitirme korkusu ve tabi pişmanlığın yarattığı utanç.

"Belki de utançların en büyüğü, insanın kendine en yakın bildiği kimselere karşı duyduğu utançtır." 


30 Mayıs 2017 Salı

Satranç / Stefan Zweıg

 

Üç Usta biyografisiyle tanıyıp sevdiğim Stefan Zweig, İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar'la da kütüphanemin baş köşesine oturmuştu yıllar önce. İnsan ruhunun derinlerine inen, duru anlatımıyla okuru saran Zweig, Satranç'ta da aynı başarıyı yakalamış bir usta yazar. Roman, piyes, biyografi gibi pek çok türde eser veren Stefan Zweig aynı zamanda bir gazeteci, çevirmen ve bir düşünür.  Kısacası okumak, tanımak ve anlamak gereken bir kalem...

1881-1942 yılları arasında yaşayan yazar pek çok tarihi, siyasi ve sosyolojik olaya da tanıklık etmiş, doğal olarak, yazdıklarına bunların etkisini de katmıştır. Duyarlı ruhu dünyanın içine düştüğü bunalımlara dayanamadığı için kendisi de sonunda bunalıma giren Zweig, sayısız esere imza attıktan sonra intihar ederek yaşama veda etmiştir.

Satranç, işte bu sayısız başarılı eserden sadece biri.  Bir dönem öyküsü olduğu kadar, bir psikolojik öykü Satranç. Okumayı yazmayı zorla söken, basit işlemleri parmak hesabıyla bile zor yapan bir gencin şöhretli bir satranç şampiyonuna ve ardından kazandığı servet ve başarının şımarıklığıyla da bir megalomana dönüşmesinin öyküsü Satranç. Yanı sıra psikolojik işkenceye uğrayan bir adamın aklını kaçırmamak için satranca tutunarak hayatı yakalama öyküsü...

Kısacası 78 sayfalık bir başyapıt. İncecik bir kitaba sığdırılmış koca bir dünya ve muhteşem bir anlatım... Ölümünden kısa bir süre önce tamamlanmış olan bu eser, her çağda değerini korumuş ve okunmaya devam etmiş bir uzun öykü kitabı. Üretken bir yazarın kaleminden dökülen düşündüren bir kitap...

Czentovic dünya satranç şampiyonu; Dr. B. ise ağır bir tutukluluk yaşamış gizemli karakter. Bu iki karakterin satranç tutkuları. İnsan ruhunun gelgitleri ve yaşamın ağır gerilimi... Yalnızlık, çaresizlik ve beynin gücü... Hepsi bu uzun öykünün içinde. Okuyun ve bazı şeyleri tekrar düşünün!


 "... bu kadar hızlı gelen bir şöhretin böylesine içi boş bir başı döndürmemesi mümkün mü?"


20 Nisan 2015 Pazartesi

Üç Büyük Usta / Biyografi

Üç Büyük Usta


        Avusturyalı yazar Stefan Zweig, psikolojik tahlilin ustası olduğu kadar, felsefe,tarih,tiyatro gibi her alanda eser vermiş bir kalem. Detaycı gözlem ve çözümleme becerisiyle çağlara tanıklık etmiş,ünlü kişilerin renkli dünyasını,insan ruhunun patolojik yanlarını kılı kırk yararak anlatmıştır.
      

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *