ışık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ışık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20 Ocak 2018 Cumartesi
12 Mart 2017 Pazar
Bakış Açısı
Işığı görmüyorsan
Ayın neresinde durduğuna bak!
Zifiri karanlığı görüyorsan
Işığa balçık çalan ruhuna bak!
29 Kasım 2016 Salı
Mavi
Mavi kadar çok olsam
Kimileyin açık, gök mavisi
Karanlık kimileyin, gece mavisi
Mavi kadar kararsız
Ve de engin olsam
Işık, gök, deniz
Ve de umut kadar mavi
Bulutlar uçsa üstümde
Ve kuşlar...
Balıklar yüzse göğsümde
Deniz mavisi
Mavi gibi coşsam
Coştukça mavi dolsam
Bebek gözleri gibi
Süt mavisi
22 Haziran 2016 Çarşamba
Masa da Masaymış Ha... / Edip Cansever
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
...
Uykusunu koydu, uyanıklığını koydu
Tokluğunu, açlığını koydu
Masa da masaymış ha...
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu
Edip Cansever'in bu şiiri ses, yapı ve içerik bakımından masa kadar basit bir esasa dayanır ve gücünü de bu basitlikten alır. Eşya ile ruhun bütünlüğü şiire anlam bütünlüğü de katmış olur. Basit, sade ve gerçek...
30 Mayıs 2016 Pazartesi
27 Mayıs 2016 Cuma
Sizin İçin Seçtiklerim 3
18 Mart 2016 Cuma
Umut
Gökyüzü yıldızsız bu gece
Eşini kaybeden çılgın kuşlar
Çatılarda ötüşmekte çaresiz
Ay bile ışıksız bu
gece
Olsun!
Dilediği kadar kararsın gece
Nasılsa sabahla kucaklaşacak
Kifayetsiz kalacak karanlık
Kaçış yok ışıktan
Sabahsız doğar mı ki gün
Güneşsiz döner mi ki dünya
Kaçış yok mutluluktan
Sabahlara daya sırtını
Bırak dönsün ışığına
Bak, bir kapı var önünde
Meleğin bekliyor umutla
Yeter ki
Onu orada öksüz koma
31 Ocak 2016 Pazar
19 Aralık 2015 Cumartesi
Küçük Mutluluklar
Güneşi Doğuran Işık
İşte o anlar, sunulan büyük mutluluk fırsatları, unutma! Her şey, beyninin içinde... Açıp bak bir derinliklerine, hangi sandıkta neyi korumuşsun; incileri, mercanları diz yan yana, taşı toprağı, dikenleri koy bir tarafa... Hangisiyse seni en mutlu eden, hangisi küçük bir fırça darbesiyle rengarenk yaptıysa ruhunu, işte onu al eline, demli bir çay tadında ve sımsıcak... Nazikçe tut onu, okşa ve silkele tozunu. Zira küçük sandığın şeyler, büyük mutluluğunun anahtarı aslında!...
Herkes çürük kapılar aralamış olabilir, herkes dikenli bir dala tutunmuştur zamanında. Sen de o "herkes"ten birisin sadece. Ruhun olgun bir meyveye dönerken deneyimler yaşadın işte. Koy bunları bir kenara, içlerinden sıyrılıp güneşini doğuran ışığı gör, onun vereceği mutluluğu yaşa!
Etiketler:
an,
Benim Köşem,
güneş,
ışık,
küçük,
küçük şeyler,
mutluluk,
sımsıcak,
sunulan hediye,
teşekkür
30 Kasım 2015 Pazartesi
29 Kasım 2015 Pazar
Yakamoz
Sessiz, derin bir bakış aktı suya
Adı sanı yok
Bilinmez hangi dağdan indi hüzün
Bir yanı ışıkken bir yanı boş karanlık
Ardına baktı yalnızlık
Yakamoz aktı suya inceden
Keşkelerin altında
Derin bir boşluk
26 Kasım 2015 Perşembe
Anıtkabir
Kasvetli kasım günlerinin en huzur veren etkinliği...
Ata'mı ziyaret ettim bugün bir kez daha. Yaşadığımız buhranlı günlerin karanlığını geride bırakıp Ata'mın ışıltısını yüreğimde toplayıp döndüm. Bazı insanlar için yaşarken gölgesi bile yeter deriz ya, o da öyle işte... Bazen bir ziyaret, bazen bir fotoğraf, varlığıyla hep ışık oldu hayatıma, bugün umutla doldum bir kez daha.
Aynı zamana doğup hayatının bir parçası olmayı isteyeceğim ender insan, gerçek bir lider, büyük adam... Ölümünden sonra bile hissedilen bir enerjisi var onun, işte ben her güne o enerji yüklü gözlerine bakarak başlarım Ata'mın. Yatak odamın duvarında İbrahim Çallı'nın yağlı boya bir tablosundan fotoğraflanmış portresi asılı, onunla 'günaydın' derim her sabah yeni umutlara, yeni nefeslere, yeni güne... İşte Anıtkabir ziyareti de benim için böyle bir şey, yaşadığı hayattan çok şey öğrendiğim o dahiye yürekten bir selam götürdüm bugün yine.
İlk öğretmenim, ilk aşkım, büyük Ata'm merhaba!..
21 Kasım 2015 Cumartesi
Elbet Gün Doğar Yine
çoğaldı akşam
bütün hışmıyla oturdu baş köşeme
sardı ışığın parıltısını
boğdu koyu gölgelere
akşam çoğaldıkça
dönüşmekte zifiri bir karanlığa
boğarak gündüzün umutlarını
güneşten artan sarı ışığı
mavi suya gömerken
olsun be!
elbet gün doğar yine..
3 Ekim 2015 Cumartesi
Akşam
Akşam…
Her yerinden yara almış
Kanıyor güneşin elleri
Suya değdi umut
Vay benim yağmursuz bulutum!
Salkım söğütün dallarında
Akşam…
25 Eylül 2015 Cuma
Çare
Bir şarkı yazdım
Gecenin ıssızlığında
Yazıp yazıp yırttığım sayfalarda
Kıyılarda dolandım
Meleklere sordum kuytularda
Simsiyah aynalara baktım
Tekinsiz ruhlara...
Yok mu bir çare?
Yıldırım
Işığın dansı
Fırtınalarla gelir
Boranlarla gider
Şimşekler çakarken
Ansızın beliren ebemkuşağı
Gibi yedi renk
23 Eylül 2015 Çarşamba
Yol Yakınken
Yol yakınken dönmeli kavgadan
Uçurum bak, yolun sonu
Bile bile sürüklemeden kaderi
Barışa dönmeli!
12 Eylül 2015 Cumartesi
Bitkilerle Yaşam 5
Kraton
Mutfak masamın süsü bu saksı çiçeğinin adı kratonmuş, yeni öğrendim. Adını bilmeden de seviyordum ben onu. Yaprağına hayranım, muhteşem renkli ve ışıl ışıl... Evin her köşesini gezdi benim kraton, hiçbir yeri beğenmedi. En sonunda camın önündeki mutfak masasına kuruldu. O gün bugündür de capcanlı yaşıyor. Doğrudan güneş ışığını sevmediği içinmiş kaprisi, şimdiki yerinden memnun, bolca ışık alıyor ama biraz uzaktan. Sanırım mutfağın neminden de hoşlanıyor.
Etiketler:
Benim Köşem,
bitki,
çiçek,
çizgili yaprak,
ışık,
kızıl,
kraton,
narin,
saksı,
salon çiçeği,
sarı,
süs bitkisi,
yaprak,
yeşil
10 Eylül 2015 Perşembe
Git Bulut
Git
Git bulut sıkıldım senden
Bana başka gökyüzü
Başka şiir getir
Hüzünlü olmasın sakın
Yağmur da istemem
Karatma çehreni
Sıkıldım senden
Düş Bile Olsa
DÜŞ BİLE OLSA
Yakamozu seyre daldım dün gece
Düş mü gerçek mi bilemeden
Kanayan bir yara, kızıl sarı gökyüzünde…
Nasır tutmuş yürekler aynı yöne bakıyor
Birbirini görmeden
Sahile vurmuş deniz kabukları
Çığlık çığlığa martılar…