Ağaçlar Ayakta Ölür
Merhaba Ata'm!
Yine bir 10 Kasım sabahı... Aradan geçen yıllara inat sen dimdik ayaktasın hâlâ ve ben aynı soruyla doluyum yine: Kimsin sen? Ne kadar tanıyoruz ve ne kadar anlayabildik seni? Sen hayranlık duyduğum insan, sen en büyük aşkım, söyle kimsin? Ya da naçizane ben söyleyeyim: Parçaları yerlerine koydukça tamamlanmaya başlayan zihin rehberim, yaşamı anlama kılavuzumsun...
Sen sadece bir lider, bir asker, bir öğretmen, bir gazi ya da sıradan bir kahraman değilsin benim için. Hâlâ anlamak için çabaladığım, hâlâ tanımaya çalıştığım, izini takip ettiğim bir dehasın, iki kapılı handa bir fenersin ruhuma. On Kasım'larda ağıtlar yaktığım biri değilsin, olmamalısın da, benim gibi on binlerce ana, öğretmen, kısacası sayısız vatan evladı için... Her on kasım, ülkemi, dünyamı ve kendimi sorgularım ben; göz yaşı döken değil, okuyan, sorgulayan, çalışan ve daima ileriyi hedefleyen bir ulus isteyen büyük önderim için.
Bazen putlaştırılan, bazen de hunharca heykelleri parçalanan ama zamana inat hep ayakta kalan yüce çınar, beni ben yapan değer, atam, büyük sevdamsın sen, henüz bitiremediğim pazılımsın, parçaları birleştirdikçe derinleşen ve anlam kazanan...
Şimdi "anıyoruz" diyorlar, hatırlamaya çalışıyorlar ilke ve devrimlerini. Hatırlamak için önce unutmak gerek, unutuldu mu ki yapıp ettiklerin, sözlerin!..
Ben unutmadım Ata'm, emanetini, ilkelerini, savaşçı ruhunu, azmini, zekanı, devrimlerini... Her sabah yatağımdan mavi gözlerinin ışıltısına bakarak uyanıyorum, bir tablodan daha ötesisin benim için. O ışık bana "kalk diyor, çalış, pes etme, doğru ol, dürüst ol! Uyan, aç gözünü, daha çok oku, araştır!" Ben senden öğrendiklerimi hiç unutmadım Ata'm.
Senin onurun ulusundu, benim onurum da sen oldun hep. Sen rahat uyu, diyorlar ya, aldırma! Bıraktığın emanetleri çok da hor kullandılar yıllarca, vicdanım sızlar tersini söylersem eğer. Ata'm, uyandır aymazları!.. Anlamaya çalışmayanlara inat, uyandır gençlerimizi. Neden mi? Asıl zorlu savaş bundan sonra çünkü. Sen bilim dedin, sanat dedin, özgürlük dedin, bağımsızlık dedin; şimdi bilim, sanat can çekişiyor; bağımsız ve özgürüz demeye bile dilim varmıyor. Ölümünün üzerinden yetmiş dokuz yıl geçmiş ama... Ne kadar anladı bu ülke seni ve sözlerini, yaptıklarını, ilkelerini...
Üzgünüm Ata'm. Sen dimdik ayaktasın ama bizler hâlâ emeklemeye çalışıyoruz gölgende. "İzin"den çıkıp "iz"ini takip etmeye başlayacağımız günlerin ümidiyle bir 10 Kasım daha...
...
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...