"Elimizde kalan son insan hakkı herhalde şudur: Canının istediği şekilde geberme hakkı... ve dışarıdan bir yardımla rahatsız edilmeme hakkı."
Pek çok türde olağan dışı ve oldukça etkili, yetkin eserler veren Viyana doğumlu Stefan Zweig, bir kez daha sarıp sarmaladı ruhumu. Yaşamı boyunca kafasını meşgul eden ölüm hakkını, eşiyle birlikte intiharına kadar devam ettiren yazar, bu eserinde de oldukça ilginç bir bakış açısı sergiliyor.
Amok, Malezya halkında görülen bir çeşit delilik, anlamsız saplantılar sonucu ortaya çıkan ölümcül bir delilik hali. Önce durgunluk, kararsızlık, kibir, nefret sonra da birden beliren koşma arzusu, kudurma belirtileri, tiz çığlıklar...
Bir doktoru anlatıyor Amok Koşucusu. Kendisine başvuran çaresiz bir kadını reddetmenin vicdan azabıyla deliren bir doktoru... Gizli kürtaj yapmayı reddettiği hamile kadını bulmayı saplantı haline getiren doktorun hikayesini... Belki bir parça da kendi ruhunun hikayesini... Malezya halkının yaşadığı cinnet halini yaşayan bir adamın hikayesini...
Kaliteli uzun bir öykü bu, yazarın her zamanki sarsıcı uslübuyla bezenmiş 60 sayfalık, roman tadında bir öykü. Henüz Zweig ile tanışmadınız mı, çok geç olmadan Amok Koşucusu'yla başlayın bence. Hele ki insan ve psikoloji meraklısıysanız mutlaka bu kitabı okuyun! Saplantıların ne kadar tehlikeli olabileceğini daha iyi anlayacaksınız. Ama bu tarzı kendinize uygun bulmuyorsanız, yazarın biyografilerini okuyun derim, özellikle Üç Büyük Usta'yı. Benim için Yıldızının Parladığı Anlar da muhteşem bir kitap,herkesin kütüphanesinde bulunmalı.
Kısacası Stefan Zweig çok farklı türlerde eser vermiş, geniş bir okur kitlesine hitap eden muhteşem bir kalem.
Kısacası Stefan Zweig çok farklı türlerde eser vermiş, geniş bir okur kitlesine hitap eden muhteşem bir kalem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...