Sevginin ve
Şiddetin Kaynağı, Eric From’un diğer kitaplarında yer alan bazı düşünceleri
geliştirmek amacıyla yazmıştır. Görüşlerini Freud’un kuramlarıyla da
desteklemeye çalışır. Ortadoks bir Freud’çu olmadığını söylerken bir yandan da
onun temel bulgularını geliştirerek kullandığını gösterir. Kitapta Freud’un narsizm, ölüm içgüdüsü gibi
bulgularının yeni bir görüş çerçevesinde anlam kazanacağını savunur.
Altı
bölüme ayrılmıştır Sevginin ve Şiddetin Kaynağı:
1.
İnsan-Kurt mu Kuzu mu?
2.
Değişik Şiddet Biçimleri
3.
Ölüm ve Yaşam Sevgisi
4.
Bireysel ve Toplumsal Narsizm
5.
Kandaşla Cinsel Bağlılık
6.
Özgürlük, Gerekircilik, Seçenekçilik
“Yaşam yaratmak, güçsüz insanda
bulunmayan birtakım nitelikleri gerektirir. Yaşamı yok etmekse, yalnızca bir
tek niteliği: şiddete baş vurmayı… Güçsüz insan, bir silahı olduğu sürece yok
edebilir. Yaratamayan insan yok etmeyi ister.”
Ruhbilimci, toplumbilimci, düşünür ve
yazardır Eric From. “İnsan Kurt mu Kuzu mu” başlıklı yazısında, diktatörlerin
kendi düzenlerini oluşturmak için insanların kuzu olduklarına inandıklarını
söyler. Bazıları için de insan kurttur. Eric From, insanı çözümlerken her iki
görüşü de irdeleyip şunu soruyor bize: “Az sayıda kurtla, bir sürü koyunun bir
arada yaşadığını mı kabul edelim?” İnsanın aslında kötü ve çürümüş mü olduğunu
ya da iyi ve kusursuz mu olabileceğini, Adem ve Havva örneğiyle önümüze sürer.
Cennetten kovuluş nedeni, kötü olduklarından mıydı, yoksa kendi tarihlerini
yaratabilmeleri için Tanrı’nın bir planı mıydı? Düşünmeye iter insanı, insan
konusunda.
“Belki de
insan hem kurttur, hem koyun ya da ne kurttur ne de koyun...”
İnsanın kötülüğe olan eğilimini küçümsemekle
suçlanan Eric From, bir ruh çözümleyici olarak, insandaki bu yıkıcı güçlerin
etkisini görür aslında, özellikle çarpık kişiliklerde ve ağır hastalarda.
Dünyada yaşanan tüm savaşlarda, kötülük, vahşet, kıyım bunun en güzel örneğidir
ona göre.
“İnsanlık
tarihi kanla yazılmıştır.”
Yıkıcılığın hastalıklı biçimlerini anlatır Değişik Şiddet Biçimleri’nde
de. Bütün bölümlerde tespitlerini klinik çalışmalarının sonuçlarına
dayandırmıştır. Belgelere boğmadan anlaşılır bir dille sevgi ve şiddetin
kaynağını önümüze serer, düşündürür. Kötülüğün insana özgü bir olgu olduğunu,
şiddetin dereceleri olduğunu, sevgi yoksunluğunun insanda yarattığı yıkımları,
insanın iyiliğe de kötülüğe de yatkın olduğunu, özgür iradesiyle iyiyi ya da
kötüyü seçtiğini vurgular.
“Gerçekten
de iyiliği seçebilmek için farkındalık gerekir. Ama başka bir insanın acısına,
dostça bakışına, bir kuşun ötüşüne, otların yeşilliğine duyarlılığımızı
yitirmişsek, farkında olmak neye yarar. İnsan yaşama karşı ilgisini yitirmişse,
iyiliği seçebileceğini de ummamalıdır artık. O zaman yüreği öyle katılaşacaktır
ki, yaşamın kendisi sona erecektir. Tüm insan ırkı ya da insanların en güçlüleri
bu duruma gelirse, insanlığın yaşamı en büyük umutlarla dolu olduğu bir anda
yok olup gidecektir.”
www.cirazsanat.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...