27 Mart 2016 Pazar

Korku Üstüne...


Korktuğumuz ne çok şey var şu hayatta. Yalandan korkarız kimimiz, incitilmekten, yokluktan; kimimiz ailesizlikten, yurtsuzluktan... Korkumuz neyse o karşılar bizi güne karşı, yalanlar sarar etrafımızı, yokluklar... İncinmemek için çabaladıkça incitiliriz. 


Kabuslardan korkarız, bilinç altımızın yoğurduğu. Hayal kurmaktan korkarız, hayal kırıklığına uğramak istemeyen yüreğin kurguladığı... Yetiştiğimiz çevrenin dayattığı korkularımız vardır: elalem ne der, sahip olduğum düzen değişirse ne yaparım?... Karmaşalar korkutur kimi zaman, bilinmezlik korkutur, belirsizlikler...

Korkuyorum demekten korkarız çoğu zaman da. Gelecektir belki de bizi en çok korkutan. Şiddet, terör, özgürlüğün kısıtlanması, parasızlık... Ölüm mesela, zamansız ve çileli olanından en çok da... 

Binlerce korku türü sayabilirim size, şu birkaç cümlede. Kendime gelince: Ben en çok sevgisizlikten korkarım. Evet, itiraf ediyorum, ben korkak bir insanım ve en çok sevgisizlikten korkarım. Zira sevgisiz bir dünya kaos demek. Yüreğinde insana, doğaya, sevgiye, hayata dair sıcak bir sevgi taşımayan insanlar yok edicidir, yapıcı olmadığı gibi, yapılanı da yıkar. Sevgisiz insanlar çok kolay yalan söyler, vurup kırar, incitir, ezer geçer. Sevgisiz insanlar sadece kendini sever. Onların ölümüne korktuğu tek korku ölümdür.

Sevgisiz dünyalarda vefa da olmaz, sevda da. Savaş var sevgi yoksa, terör var, şiddet, cinayet, acımasızlık var sevgi yoksa. Korktuğumuz her ne varsa... Hepsi var sevgi yoksa. Bir tek ölüme çare değil sevgi. Düşünün ve tekamüle ermiş beyinlerin yaşayıp yönettiği bir dünya hayal edin! İnsanı seven insanı yok etmeyen, doğayı seven ve koruyan, barışın, huzurun hükmettiği ütopik bir dünya... Korkudan eser kalmadı değil mi?

Sevgi ve huzur dolu günlere!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *