Oyun / Stephen King

Stephen King sevenlere, gerçekçi bir gerilim romanı Oyun. Öyle fantastik bir hikayesi yok, olağan dışılıklar göremezsiniz. Bir çiftin sessiz çaresizliği ve ölüm çığlığı var romanda. 1992'de yayımlanmış kitapta, bir karı-kocanın dramı durağanlıkla ama sessiz bir çığlıkla işlenmiş. Yazarın diğer korku ve gerilim romanlarından biraz farklı. Karakter yok denecek kadar az, hareket de öyle. Olay tek bir mekanda geçiyor ve roman, kahramanın çaresizliği üzerine kurgulanmış.

Farklı bir deneyim ve baş başa bir tatil planlayan Jessie ve kocası Gerald, yazlık evlerine giderler. Bir kaçamaktır bu onlar için, belki de aralarındaki heyecanı canlandırmak için bir fırsat. Ama olaylar beklenmedik bir şekilde gelişir. Jessie'nin kocası ölür ve kendisi de tuhaf bir durumda yatağa kelepçeli olarak tek başına kalır. Issız bir yerdedir bu ev ve Jessie çaresizdir. Uzun süre bu durumda kalır, ellerini kelepçelerden kurtarmak için yapabileceği fazla bir şey yoktur.  Orada bulunan aç bir köpek, yiyecek bulmak ümidiyle, belki de cesedin kokusunu alarak, eve girer. Gerald'ı Jessie'nin gözleri önünde yemeye başlar.

Merkeze kilometrelerce uzakta bulunan bu evde, elleri yatağa bağlı bir kadın, yerde ölü ve yenmiş bir adam, gece ve sessizlik... Kısacası çaresizlik ve korku...

Farklı bir roman, fazla durağan ama bir o kadar da etkileyici. Yıllar önce okumuş olmama rağmen, hala Jessie'nin hali gözümün önünde. Kalıcı ve etkileyici.

Ben okudum, sevdim, bir de siz deneyin! Stephen King'in hayal gücüne hayransanız benim gibi, onun bu farklı romanından da farklı bir haz alacaksınız.

Keyifli okumalar!