11 Şubat 2016 Perşembe

İnsan




"beni asmak istiyorlar, büyük kara kargalar" 
 (Film repliği)



İnsan doğmak kolay da zor olan bu postun içinde insan kalabilmek.  Doğarken aynıyız aslında, biraz şanslıysak, elimiz ayağımız tam doğmuşsak, tamam işte. İster beyaz, ister buğday olsun ten ya da siyah... Kaş, göz, boy, pos... Ne fark eder, post insan postu sonuçta, ilk bakışta insan işte, hani şu üstün yaratık saydığımız: İnsan!..


Tamam kabul, düşünme ve konuşma yeteneğiyle diğer canlılardan üstün sayabiliriz kendimizi. Ama insanı "insan" yapan nedir? Sahip olduğu beyni ve aklı, doğarken getirdiği becerileri ahlak ve erdemle beslemesi, sevgi dolu bir yüreği taşıması, vicdan denen değeri geliştirmesidir değil mi? Yoksa ne işe yarar ki, düşünen bir beyin, hainliğe ve yok etmeye yarayan bir zeka, taştan bir yürek... Bu haliyle tehlikeli bir yaratık insan dediğimiz şey ve bu haliyle yaratılmış bir böcekten bile değersiz... 

Kendini, kendi türünü, başka varlıkları, doğayı, kısacası sevdiğini söylediği ve ihtiyacı olan her şeyi yok eden zavallı tür: İnsan!.. 

Asan, kesen, korkunca da kaçıp bir köşeye sinen, yalanı, talanı, hainliği evrene yayan, çalan, çırpan,  şeytana bile pabucunu ters giydiren insan...

Ölmeyecek gibi yaşayıp yine de ölümden korkan ve evrene ölüm saçan... Ne savaşlar bitiyor ne katliamlar... Sevdiğini öldürüyor, doğurduğunu çöpe atıyor, hayvanlara işkence ediyor, doğayı yok ediyor. Bütün bunları kim mi yapıyor, insan postu giymiş mahlukat. İşte bu: İnsan!..

Madalyonun bir de öteki yüzü var tabi. Kendini sevdiği kadar, başkalarını da seven öteki insan, insan olabilmeyi başaran öteki, yani evrenin en büyük azınlığı olan gerçek insan... Yakmayan, yıkmayan, yok etmeyen... Yapan, koruyan, seven, düşünen... Gerçek insan...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *