13 Temmuz 2015 Pazartesi

Şair Olmak

Şair Olmanın 5 Altın Kuralı

1.       Öncelikle şiir sevdalısı olacaksın arkadaş!
2.       Tabi, okumayı da yazmayı da seveceksin,
3.       En iyi dostun kalemin olacak,
4.       Büyük şairleri bileceksin,
5.       Ama en önemlisi, felek tekme tokat girişecek, defalarca...  

Bazen bir dost, bazen de düşman eliyle kafana kafana inecek darbeler. Kimi zaman can'dan kimileyin de canandan usandıracak seni, toprağından olup diyarı gurbete düşeceksin, 'hasretinden prangalar eskiteceksin' kimi zaman da... Bunlar olmadan şair olunmuyor arkadaş! Yok öyle pamuklar içinde, el bebek gül bebek, şımartıla şımartıla şair olmak… 

En azından bir kere, temiz bir dayak yemelisin felekten. Sonra açıp bir Hasan Hüseyin okumadan, bir Nazım sevdalısı olmadan, Hayyam’ı tanımadan, bir Neyzen dinlemeden, Orhan Veli’yi, Özdemir Asaf’ı, daha nicelerini sevmeden, Can Baba’yla uyuyup Sabahattin Ali’yle uyanmadan şair olunur mu hiç?


'Sen elmayı seviyorsun diye, elmanın da seni sevmesi şart mı?' diyecek yüreğin olacak önce. Ne Tahir olmaktan utanacaksın ne de Zühre olmaktan, 'hatta sevda yüzünden ölmek bile ayıp değil'ken...

Utanmayacaksın 'beni sevmiyordun bilirdim' demekten! Ağlamayı da bileceksin, sevmeyi bildiğin kadar!..

"gözlerin gözlerime değince / felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim / bir sevdiğin vardı duyardım" ... Çöp gibi bir oğlana gidecek, hayırsızın birine...
Sen ki, 'ben sana mecburum' diyebileceksin gocunmadan, kocaman bir yürekle... 
"Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur / İnsan, bir akşam üstü ansızın yorulur"   demeden, yorgun düşmeden acılara, şair mi olunur hiç?
Yok öyle,  ‘acıyı bal’ eylemeden, ben oldum, ben şairim demek... Öyle kolaya gelmez bu iş...
“ekmeği bol eyledik / acıyı bal eyledik
sıratı yol eyledik / geldik bugüne” diye diye yanmadan nasıl şair olunur?..

Yok öyle, yumuşak bir kucakta can vermek, ‘kaldırımların emzirdiği çocuk’ olmadan şair olmak.

“Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.” diyeceksin ki, ciğerlerine işleyecek yalnızlık.

Yok öyle, ‘bir sitem yolla’madan Allah’a, şairim demek… 

“Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Mapus yata yata biter
Aldırma gönül aldırma” demeden, dertler şaha kalkmadan şair mi olunur?

Yok arkadaş, olunmaz! Duvardan duvara çarpacak sessizlik seni de, aynalar kararacak, en sevdiklerin acıtacak canını, ‘dağların dorukları dumanlı’ olacak ki, gör bak nasıl şair olursun o zaman; bir de ille de mahzun olacak sevdalar…

“Bu yüzden sevdaları mahzundur
Yürekleri kallavi!
Alınları ihanet vurgunudur.
Gözleri intihar mavi...” diyecek yüreğin yoksa, nasıl şair olunur?

Bir de düzen vuracak seni, ayaklar baş olacak, ‘değmez ki bu yangın yeri’ dedirtecek…

“Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.”

Dünyandan geçmeyi de öğretecek bu düzen sana da. 

Şair olmak mı dedi birileri?!.. Yok öyle, her şey tastamam, öyle olmuyor işte!..

'Hava, toprak gibi gebe; kurşun gibi ağır' gelecek, gelecek ki dize dize coşsun yürek...

" Hava kurşun gibi ağır...
Ben diyorum ki ona:
— Kül olayım
                   Kerem
                        gibi
                              yana
                                    yana.
Ben yanmasam
                  sen yanmasan
                             biz yanmasak,
                             nasıl
                                   çıkar
                                          karan-
                                                  -lıklar
                                                      aydın-
                                                              -lığa..


Hak, dostum hak!.. Böyle şair olunur ancak…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *