11 Temmuz 2015 Cumartesi

Zindan Adası / Film

Zindan Adası



“ Arzu ettiğin şeyler, beklemekten vazgeçtiğin anda gerçekleşir. Bu; hayatın ‘sen bakarken 
soyunamıyorum’ deme şeklidir.”

İzlediğim etkileyici filmlerin başında geliyor Zindan Adası. Kurgu çok başarılı, sürprizlerle dolu bir hikaye. Filmin sonuna kadar gerçeği bilemeyeceğiniz zeka ürünü bir anlatım. İç içe geçen sahneler, yoğun bir görsellikle film boyunca devam ediyor. Hem kurgusu, hem de oyunucularıyla hafızalardan silinmeyecek bir yapım bu. Hatta izlediğim en iyi fantastik gerilim diyebilirim. Filmi anlaşılmaz kılan sahneler, finalde yerine oturuyor tabi ki.



Film, Massachussets’te bir adada geçer. Burada ağır  suç işleyen akıl hastaları cezalarını çekmektedir. Hasta bir katil olan Rachel Solando belirsiz bir şekilde ortadan kaybolur. Onu bulmak için, tehlikeli akıl hastalarının tedavi gördüğü  Ashecliffe Hastanesi’ne soruşturma yapmak için iki dedektif gönderilir ve müthiş bir mücadele başlar. Ardından da olaylar esrarengiz bir hal alır. Adada karşılaştıkları isyan  ve karmaşa, zamanla hayal  ve gerçeğin birbirine girmesi, izleyiciyi oldukça zorlar.



Zindan Adası, Dennis Lehane’in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmıştır. Yazarın başarısı gibi, “Köstebek”le Oscar ödülü kazanan yönetmen Martin Scorsese’in başarısı ve Leonardo DiCaprio’nun oyunculuğu da yadsınamaz. Zindan Adası’nı eşsiz kılan unsurlardan biri de sonunun tahmin edilememesidir. Teddy Daniels  ve Chuck Aule  adlı iki dedektifin baş döndüren hikayesi gibi görünen macerada, oldukça şaşırtıcı bir final bekliyor sizi. İzledikçe yeni bir akıl oyunuyla karşılaşacaksınız her sahnede.











” Akıllılık bir seçim değildir. Ona sahip olmayı seçemezsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *