5 Ağustos 2015 Çarşamba

Gölcük / Maviyle Yeşilin Kucaklaşması

Bolu-Gölcük


Su ve yeşilin olduğu her yerde huzur var. Orman ve göl, muhteşem bir ikili, küçük büyük fark etmez, doğal yapay fark etmez, yeter ki el ele olsunlar. Siz de benim gibi, taş yığını bir ilde yaşıyorsanız, ulaşabildiğiniz en yakın yerdeki bu huzur kaynaklarına gidin! Ruhunuz tazelensin. Kendinizi görsel şölene teslim edin! Seyredin, fotoğraf çekin ve yürüyün! Mümkünse bir de sevdiğiniz bir müziği dinleyin! Bundan iyi meditasyon mu olur?!.. Bilin ki, mutluluğun formülü doğada gizli. Gergin misiniz, yeşile bakın; kararsız mısınız, maviyi seyredin; hayal mi kurmak istiyorsunuz, bulutları kucaklayın! Tek yalansız sevgi onda, tek gerçek dost o. Hala yok edemediysek yüzyıllardır, gerçek vefa da onda. Sevin doğayı, aradığınız her şeyi bulacaksınız, dünyanın neresinde olursanız olun. 

Çıkabildiğiniz ilk fırsatta doğaya çıkın! Biraz toprak, biraz yeşillik, biraz da su bulursanız, tadını çıkarın!.. Günlük streslerden, çatışmalardan, endişelerden kurtulmanın en iyi yolu, yeşil ve mavinin birleştiği yerlerde bulunmak. Kısa da sürse kucaklaşmanız, uzun soluklu bir rahatlık yaşayacağınız mekanlar keşfedin, doğayla baş başa kalın kısaca.


Ülkemizde o kadar çok ki böyle yerler. Size en yakın olanı iyi bir seçenek olabilir. Ankara’da yaşayan biri için Nallıhan, Kızılcahamam, Gölbaşı, Çubuk gibi yerler yakın  ama biraz daha uzaklaşayım diyorsanız Bolu da çok iyi bir seçenek doğrusu. Abant ya da Gölcük mesela ya da Yedigöller… 






Bu doğa harikası mekanların içinde en son Gölcük’le kucaklaştık. Gölcük Tabiat Parkı, ormanı, suyu ve ışığın tonlarıyla şirinliklerle dolu bizi bekliyor gibiydi. Tabi güzel memleketimin güzel insanları, nerede bir tutam ot görse, mangal yakma sevdalısı olduğu için, mesire yerinde bu da düşünülmüş doğal olarak. Her ne kadar ben sevmesem de, mangalcılar için güzel tabi. Yine de, keşke, mangal dumanı ve et kokuları yerine, doğal kokuyu içimize çekebilseydik, demeden geçemeyeceğim.





























Gölcük, ülkemizin şirin mesire yerlerinden biri. Hafta sonu tatili için ideal ve sempatik bir milli park burası. Adı gibi küçücük bir gölcük, çam ve köknarlar... Orman, suyun albenisi, gün ışığının yansımaları ve piknik alanı... Daha ne olsun! Kısacası huzur...


 





Göletin çevresindeki yol, yaz sıcağından kurtulup temiz havada huzurlu bir yürüyüş imkanı sunuyor. Parka ve göl çevresine araçla girilmemesi de ayrı bir güzellik doğrusu. Scooterle ya da bisikletle gezmek de keyifli olabilir ama en güzeli, gölü izleyerek yürümek tabi. Ağustosta bazı iller yanarken, ılık havasıyla rahatlatan, görsel güzelliğiyle sizi saran samimi bir edası var buranın. Ama eminim sonbaharda görseydik, daha da muhteşem olurdu. Kısmetse bir dahaki sefere...



“Yeme içme, gezme tamam da, nerede kalacağız” derseniz, Gölcük’e en yakın tesis, 7 km. mesafedeki Karacasu’da… Termal otel veya pansiyon tercihi size kalmış ya da Bolu’nun merkezine gidip oradaki otellerden de yararlanabilirsiniz.



Gölcük, Bolu’ya 12 km. mesafede, merkez ilçeye bağlı şirin bir köy olmasının yanı sıra, koruma altına alınmış bir milli park. Köye adını verense, ormanlar arasındaki bu küçük yapay göldür. Suyun ışıkla birleştiği noktalar, güzel fotoğraf veriyor doğrusu, en güzeli de, gölün kenarındaki Orman Bakanlığı’nın misafirhane olarak kullandığı ev… Doğa fotoğrafçıları için burada malzeme çok. Mevsimine denk gelmek de önemli değil aslında; zira doğa her mevsim güzel. Ben yine de, sonbaharda bir başka olacağından eminim. Mevsimlerin şahı sonbaharda...

Mutlaka uğrayın bir ara, benden söylemesi!..


























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *