Eski Plak
Hangimiz zaman zaman eskiye özlem duymayız ki!.. Bazen çocukluğun
pembe coşkusu canlanır, bazen de ilk gençliğin çılgın günleri… Tabi, o yılları mutlu geçirme şansına sahip olmuşsanız...
Ben en çok, babamın gramofonunu özlüyorum ilk gençliğimi
anınca, siyah plakların tadını ve dinlerken kurduğum hayalleri… Adamo, Enrico Macias, Joe Dassin, Edit Piaf,
Dalida, Mireille Mathieu ve daha nicelerini… Esmeray’ı, Ruhi Su’yu, Cem Karaca’yı…
Özlüyorum o plaklı günleri, dinlediğim şarkıları, türküleri…
Aynı tadı alamıyorum bugünkü müziklerde, ben o cızırtılı sesi özlüyorum. Yaşanmış güzelliklere, gençliğe duyulan özlem bu. Anılar defterinde iyi izler
bırakmasından kaynaklanan bir şey belki de. Galiba ben yaşlanıyorum, eskiye özlem biraz da yaş almanın getirisi değil mi ki?!..
Pazar günlerini iple çekerdim çocukken, ailenin hamsi
günüydü çünkü. Muhteşem bir işbirliği vardı bugün kimsede olmayan. Babam
ayıklar, annem kızartırdı, biz de sofrayı hazırlardık ama en çok yeme kısmında
katılırdık iş bölümüne. Tabi bugün de olduğu gibi, en çok hamsiyi ben yerdim,
bu hiç değişmedi. Babam radyodan maç dinler ya da bir Ruhi Su koyardı gramafona,
aslan sütü eşliğinde. Akşamları da tabi, radyo tiyatrosu dinlerken, çekirdek
çitlerdik hep birlikte. Galiba ben şanslı gruptayım, zira mutlu bir çocukluk geçirdim.
Tek kötü tarafı, fazla kontrollü ve baskıcı bir ana-babaya sahiptim ama şimdi o
bile güzel geliyor düşününce.
Eskiden uzun tatillere giderken evdeki tüm halılar toplanır,
naftalinlenirdi. Buzdolabı boşaltılır, fişi çekilir, kapağı da açık
bırakılırdı. Koltukların üstü çarşaflarla kapatılırdı tozlanmasın diye. Dönüşteyse
ağır bir naftalin kokusu karşılardı, işte o kokuyu bile özledim, dedim ya,
galiba ben yaşlanıyorum!!!
Şimdi kulaklarımda bangır bangır, Mireille Mathieu ve Padam
Padam... Ah, o plaklı günler!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...