27 Haziran 2015 Cumartesi

Neyzen Tevfik



Neyzen Tevfik (Tevfik Kolaylı)

"Sanma ciddiyyet ile sarf ederim san’atımı,
Ney elimde suyu durmuş kuru musluk gibidir.
Bezm-i meyde süfehânın saza meftûn oluşu,
Nazarımda su içen eşşeğe ıslık gibidir!"

(bezm-i mey: içki meclisi, süfehâ: zevk ve eğlenceye düşkün kişiler, meftûn: gönül vermiş)




         Şair, yazar ve düşünce adamı Neyzen Tevfik’le lise yıllarında tanıştım. İlk şiirini okuduğumda biraz yadırgamıştım doğrusu. Belki fazla romantik olduğumdandır, sert geldi taşlamaları. Sonra alıştım ve şiirin sadece lirizmden ibaret olmadığını anladım. O bir taşlama ustasıydı, zamanla sevdiğim şairler arasında yerini aldı. Sonraları onun şair ve yazar olduğu kadar besteci olduğunu da öğrendim. Haksızlığa hep sert bir dille ama ustaca karşı çıkıyordu, taşlama türünü onun sayesinde sevdim. Belki biraz da sıra dışılığını sevdim Neyzen’in. Kuralları umursamayan bu adam hayatı boyunca yozlaşmaya karşı durmuş birisi olarak beni şiirlerine ve hayat felsefesine bağladı. Cumhuriyet’e ve Atatürk devrimlerine her zaman sahip çıkan Neyzen Tevfik,  şiirlerindeki yergi ve taşlamalarıyla bu türde Nef’i gibi ön sıralarda yer alan bir şahsiyet olmuştur.

         Sivri dilli ve hazır cevaptır Neyzen:

“İkinci Meşrutiyet döneminde nazırlığa getirilen bir zat, çok geçmeden yeğeninin vali olarak atanmasını sağlar. Karşılaştıklarında, Neyzen:
 -Maşallah, kardeşinizin oğlu tıpkı fasulyeye benziyor.
-Genç yasta vali oldu, neden fasulyeye benzesin?
-İşte bende onun için benzetiyorum ya! Fasulye de sırığa sarılarak büyür.”

“Neyzen Tevfik’e bir muharrir yazacağı romanı anlatıyordu. Sonuna gelince Neyzen yüzünü buruşturdu :
- Bu mevzuu beğenmedim !
- Öyle amma, siz hiç roman yazmadınız. Nasıl fikir yürütüyorsunuz ?!.
Neyzen Tevfik kızdı :
- Ben yumurtanın da iyisini, bayatını anlarım. Fakat hiç yumurtlamadım.”

“Savaş vurguncularından birinin dedikodusu yapılmaktadır: Tonla parası var… Herifin bir eli yağda, bir eli balda… Nereye gitse, hemen yol açıyorlar. Neyzen, Gerçekten kenara çekiliyor mu herkes, diye sorar, Evet, cevabını alınca:  Demek cebindeki pisliğe bulaşmak istemiyorlar, diye yapıştırır cevabı.”

     Para, mal, şöhret onun umrunda değildir. Boynundaki madalyonda eski yazıyla “hiç” yazan Neyzen Tevfik, bir başkaldırı şairidir; adaletsizliğe,  baskıya, din istismarına, yobazlığa, çıkarcılığa… Otorite sevmez ama Atatürk’e hayrandır. Farklı karakter yapılarında olmalarına rağmen Mehmet Akif’le dost olmuştur.  Mehmet Akif sayesinde Neyzen Tevfik, Ahmet Mithat Efendi, Muallim Naci gibi edebiyatçılarla tanışır, Mehmet Akif'e ney öğretir; Mehmet Akif de Neyzen'e Arapça, Farsça ve Fransızca…

       İsyankar ve eleştireldir dili. Sefaleti, hastalığı, alkolü kısacası her şeyi uç noktada yaşar. Ney üstadı olduğu kadar berduştur da. Siyasetten uzak durur ve siyasileri eleştirir. Bazı davranışları tuhaf bulunsa da vardır kendince nedeni ve her şeye verilecek bir cevabı…

    Kafasındaki başlığı görüp, ‘Çıkar at onu kafandan’ diyene, “Rahmetli annemin pazar çantasıydı bu, bende hatırası büyüktür; atamam!..” diyerek çantayı dikip başlık yapan ve başında taşıyan adam…

“Uyuşmadı gönlüm merd ile zenle
Ne bir iş bilenle, ne boş gezenle
Hicran köşesinde, bozuk düzenle
Neyzen’e her telden çaldırdın felek” 
diyen şair…

         1919’da yazdığı ‘Hiç’ ile 1949’da yazdığı ‘Azab-ı Mukaddes’ isimli iki şiir kitabı yazar Neyzen Tevfik.

“Ruhumun meyhanesi göçmüşlerin şarkındadır
Son yerim şu karşıki fanilerin parkındadır
Tanrısal gayri şuuri cümleyi ahkâm kadar
İstihabatı hayatı devreden çarkındadır”  

           1879 'da doğan "Nihavent Saz Semaisi; Şehnazbuselik Saz Semaisi; Taksimler ve taş plak" sahibi  Neyzen Tevfik, 1953 yılında vefat eder.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *