10 Haziran 2015 Çarşamba

Maske / Deneme

Maske

                  İnsanları tanımak zordur,neden dersiniz? Herkes yüzüne bir maske takıp öyle çıkıyor sokağa, hatta evde, okulda, işte... Aynaya bakarken bile bir maske suratlarda. Herkesin bir öteki yüzü var, gün yüzüne çıkmayan. Kimse boy aynası tutmuyor kendine. Neden bu korku, neyi gizliyoruz ki?..  
         An geliyor, yoruluyoruz maskeyle dolaşmaktan. Yüreğimizin derinliklerindeki gizli canavarı  yavaş yavaş gün ışığına çıkarıyoruz. Bazıları için iki ayrı insan olma çabası, kendini inkar. Bazıları içinse, ikiyüzlülük değil bu, sadece korku... Anlaşılmama korkusu, incitilme korkusu, kandırılma korkusu...
     Hep korkarız bir şeylerden, kimimiz parasızlıktan, işsiz kalmaktan, kimimiz yalnızlıktan ya da karanlıktan... Farkına varmadan derin çukurlar açar, oraya gömeriz gözyaşlarımızı, gizlemek istediklerimizi. Maskesiz dolaşamayız pek. Halimizi hatrımızı soranlara hep "İyiyim" demek zorunda hissederiz kendimizi. Oysa bağırmak gelir aslında içimizden "Kötüyüm, iyi değilim işte!" Ama yapamayız ki, maskemiz vardır yüzümüzde, tebessümle "İyiyim, ya sen?.." dedirten.
      Çok ender zamanlardaysa unuturuz onu takmayı, dalgınlıkla fırlarız sokağa. İçimizdeki gerçek "ben"le dolaşmaya başlarız çaresizce. O bizi şekillendirir artık, çimenlerde deli gibi koşturur, sevdiklerine bağırarak,utanmadan "Seni seviyorum." der nedensiz yere. Beklenmedik bir anda dosta kucak açar. Bazen hırçın ve sarhoştur, sessizce ağlar. İşte böyle anlarda, avucumuzda narin bir kelebek taşırız farkında olmadan.
         Biliyorum çok zor onu çıkarıp  atmak; hatta bazıları için imkansız... Kelebeğin uçup gitmesinden  korkar, onu serbest bırakmayız, avucumuzun içinde tutarız sımsıkı. Sonra bir de bakmışız ki, korumaya çalışırken onu ezmişiz parmaklarımızla. İçimizdeki gerçek 'ben'e zarar vermişiz. Keşke onu hapsetmeseydik oraya, özgürce uçsaydı, ağlamak istediğinde ağlayıp gülmek istediğinde gülseydi. Sınırlar çizmeseydik ruhumuza. Yıkılmayı da ayağa kalkmayı da öğretebilseydik. Acıyı da sevinci de doya doya yaşayabilseydik. 
     Haydi, cesur olalım artık, maskeleri fırlatalım bir köşeye! İçimiz ağlarken, dudağımızdan kan damlarken 'kızılcık şerbeti içtim' demeyelim! Sevdiklerimize günde üç öğün "Seni seviyorum." demekten korkmayalım! Sığınmayalım artık yalanlara, masallardan medet ummayalım! Herhangi bir yolun sonuna gelindiyse uzatmaya çalışmayalım yolculuğu! Gerçek yüreğimizle, gerçek yüzümüzle, korkmadan maskesiz çıkalım yaşamın karşısına! “Kötüyüm,iyi değilim işte!” diye haykıralım anlayan olmasa da. Bugün kötüysem yarın iyi olurum, diyerek yeniden ayağa kalkalım. Bu sanal bir dünya nasıl olsa, iyi de kötü de geçici. O halde gerçek hisleri gizleyerek enerji harcamak yerine, serbest bırakalım ruhumuzu. Ağlasın ağlayabildiği kadar, bağıra bağıra... Gülsün kahkahalarla, çığlık çığlığa... Zaten sınırlı bir zamanın sanal yolcularıyız değil mi?
           Şimdi, fırlatın sokağa o sert maskenizi, haykırın haykırabildiğiniz kadar!...  "Ben de varım hayatta. Bugün ağlıyorsam yarın yine gülerim."  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *