20 Nisan 2015 Pazartesi

Dilemma



Güldüğünde
Baharı kucaklardı sevincim
Değmesin diye hiçbir ışık gözlerine
Güneşin olurdu bedenim
Gönül sazım sessizce inlerdi
Tomurcuklar açardı yüzümde utangaç
Solgun bir gülü uzatırken bana


Ve birden, öyle aniden…
Tebessümün masal kentinin 
Sokaklarında kayboldu
Şimdi yitik bir hayal kaldı, boş bakışlarda
Soldun

Sahi
Gülüşün ne renkti
Unuttum

Deniz kokardı bakışların
Küçük göz pınarlarının ateşinde
Avuçlarındaydı hediyelerin en güzeli
Dokunduğun yeri yakardın 
Usul usul, çekingen
Değmesin diye başka bir renk
Tüm renkleri yakardım
Işığımdın

Sonra birden, hem de aniden…
Söndün
Kör oldun

Sahi
Bakışların ne renkti
Unuttum

Hayaller kurardım 
Beyaz tellerin kucağında
Pamuktan daha pamuk 
Rüyalara dalardım
Hem zindanımdın 
Hem kale oldun 

Sonra birden, öyle işte aniden…
Korkuların en büyüğü 
Bir rüyadan uyandı
 İçin için kavrulan

Ey masal perisi!
Sarı kirpiklerin ucundan fırlayan
Bakışlar mıydı o son şarkıyı yazdıran?
Yok oldun

Sahi
Hayaller ne renkti
Unuttum.

İzmaritine bulanırdı sözlerin
Buseler yağmurun 
Mavi ışığını taşırdı
Çorakken bereketli toprak ana oldum
Tohumlandı bedenim
Can buldum
Işığa koşan pervane gibi
Meftunken her sözüne
Sözsüz sessizliğine
İnancın, güvenin kitabını yazdım

Ve birden, öylesine aniden…
Tohumu savurdun boşluğa
Bereketi kaçtı sevdanın
Sonra vuruldum
Sözlerin ezgisi değişti
Ve sen kayboldun

Sahi
Sözlerin ne renkti
Unuttum


Umudun ne renkti
Adın ne renkti
Sevda ne renkti, unuttum
...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *