istasyondaki kamburvagonların arasına sıkışmış bir yavru kedisadistine sevdalı bir mağduraynada sadece kendini gören kör bir kamburçok yerler geçti deo hiç inmedihep son istasyonu bekledivagonlar yalnızlık yığınıykensokak pusluydu ama yine de beklediyıllar süren yolculuktaipeksi, çocuksu
garip bir kamburruhunu terk edip yol almıştı bedenihep karanlık dehlizlerden geçti debir gün bile pes etmedison menzile “merhaba”yı beklediyaşamla ölüm arasına sıkışmış
kör bir kambur
suya yazmaktan yorulmuş ellerive taş yığını kentin sokaklarındakaybolmuş kırgın bir şairdi okarınca sabrıyla ilmek ilmekdokuduğu yuvada
hayalperest bir kamburömrünü gömmüşson istasyonda karşılanmayı bekleyentahta, eski bir bavul gibisessiz ve ıssızumutla beklerkensarı yaprakların ardına gizlenmişve yaslanmıştı duvara
ürkek bir kamburçok yanlışlara düştü deruhunu hiç kirletmediPolyanna titizliğiyle beslerken umuduboyun eğdikleri bozarken şekliniruhuna yükledikleriyle arsızcason istasyonu bekledi
bekledi kambur
ve sordu soğuk aynalarahangilerini kendi seçtiya da hangileri kaderdisorgulaya sorgulaya tükettiği hayattayine de sevgiyle bekleyen
ölü bir kambur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...