21 Eylül 2017 Perşembe

Görmek / Jose Saramago


Sisteme karşı yapılmış ciddi bir saldırı mı, yoksa olağan dışı yağan yağmurun olağan sonucu mu? Geç de olsa başlayan seçimin boş oylarla sonuçlanan trajikomik hikayesi... 

Belediye seçimine hazırlanan, adı bilinmeyen bir kentte, sandıklar hazırlanmış beklenirken, kovalardan dökülürcesine yağan yağmurla başlıyor romanımız. Sokaklar bomboş, oy kullanmaya gelen kimse yok, günün yarısı boş seçim sandıklarının başında umutla beklemekle geçiyor. Yağmur dinip de halk seçim bölgelerine gitmeye başladığında ise bu iş için zamanın oldukça daraldığı fark ediliyor. Yine de tüm olumsuz koşullara rağmen oy kullanma işlemi tamamlanıyor. İşte asıl kaos da bundan sonra başlıyor.

Oyların büyük çoğunluğu boş ne yazık ki! Bu beklenmedik durum, hükumetin sıkıyönetim ilanıyla sonuçlanıyor ve tabi, tahmin edileceği üzere, zihnimizi harekete geçirecek olaylar zinciri de başlamış oluyor.

Körlük romanını okuyanlar hatırlayacaktır, bilinmeyen ülkenin bilinmeyen kentinde herkes beyaz körlük salgınından etkilenirken sadece bir kadın kör olmamıştı. İşte o kadın burada yine karşımıza çıkıyor. Üstelik mekan da aynı. Aradan çok fazla zaman da geçmemiş. Beyaz körlüğün insanlar üzerinde ve okurda yarattığı duygu ve düşünce karmaşası, sarsıcı bir şekilde bu romanda hicve dönüştürülmüş. Düzen ve düzensizlik içinde gidip gelen zihnimiz, yazarın akıcı üslubuyla hem eğlenmeye hem de düşünmeye muktedir hale geliyor.


"...herkes körken ve şehirde pislik ve açlık kol gezerken, küflü kuru bir ekmek parçası için, mideye girecek herhangi bir şey için, en azından cılız öz sularıyla açlığı bastıracak bir şeyler çiğnemek için her şeyi yapmaya hazırken, doktorun karısının küçük bahtsızlar sürüsüne, altı kayıp koyuna, yuvadan düşmüş altı kuşa, yeni doğmuş ve gözleri kapalı altı kedi yavrusuna yağmur altındaki sokaklarda rehberlik ettiğini hayal etti, belki o günlerden birinde herhangi bir sokakta onlara çarpmıştı, belki korkup onu itelemişlerdi, belki korkudan onları o ittirmişti, herkesin kendi başının çaresine baktığı zamanlardı o günler..."

Körlük'te insanlığı sorgulayan Saramago, Görmek'te de demokrasiyi, güç sarhoşluğunu, siyaseti sorguluyor. Beyaz körlükten beyaz oya geçen bir anlatımla...

"Doğarız ve o an sanki ömür boyu sürecek bir pakt imzalamış gibiyizdir, fakat gün gelir, Bunu benim adıma kim imzaladı, diye sorarız."







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *