27 Nisan 2016 Çarşamba

Söz ve Anlam Sanatları 3 / Teşhis ve İntak


Masal, fabl ve şiirlerde sıkça rastladığımız bu iki sanat çok sevilir. insan dışındaki varlık ve nesneler, edebi metinde kişileştirildiğinde teşhis, kişileştirilenler konuşturulduğunda da intak sanatı yapılmış olur. Özellikle hayvanların insan gibi davranması ve konuşması, bitkilerin hislerinin olması vb. durumlar edebi esere farklı bir sıcaklık katar. Sanırım sevilme ve sıkça kullanılma nedeni de budur.


Teşhis ve intak yapılırken benzetme ve mecazlardan yararlanılır. Düşünen, konuşan, hareket eden, hisseden insan dışındaki varlıklar sanatta hem duygu hem de düşünceyi aktarma aracıdırlar. Özellikle öğretici yani didaktik şiirlerde, insanlara verilmek istenen mesajlar hayvanlar üzerinden aktarılır.

" Batıl isteyip haktan ayrıldım
Boynuz umdum kulaktan ayrıldım" 
Şeyhi

"  Sokak çocuğunu doğurdu gece
                  Öksüz ya da yetim, ne fark eder?
      Sokaklar yine çocuk doğurdu bu gece"

ya da

"Dokunma bana begonyam
Yüreğini yaktın dün gibi"
...

"Yağmurla ağladık dün gece
Birlikte sövdük feleğin
Gelmişine geçmişine"

dizelerinde olduğu gibi...

Şeyhi'nin Harname'sinde bir eşşek öküzlere özenir. Hayvan üzerinden insana seslenilir aslında burada. Teşhisle birlikte intak da kullanılmıştır. Şiir didaktiktir, insanlara ders verme amacındadır. Yukarıdaki diğer dizeler de ise, gece, begonya ve yağmur kişileştirilmiştir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *