Sakkara'nın Kumları / Glenn Meade

The Sands of Sakkara

"İnanılmaz bir planımız vardı. Müttefikleri kargaşaya sürükleyecek ve Avrupa'yı istila etme isteklerini yıkacaktık. Almanya'nın savaşı kazanmaya ne kadar yaklaşmış olduğunu tahmin edemezsiniz." diye başlıyor kitap (yazarın SS Generalinin müttefik sorgulayıcılara verdiği bilgilerden, açıklamasıyla).

Roman tarihten esinlenilerek yazılmış bir kurguya sahip. İkinci Dünya Savaşı'nda Mısır'da geçen olaylar anlatılıyor. 1939'da başlayan olaylar zinciri, 1943'te Ortadoğu'ya önemli bir toplantı için gelen Roosevelt ve Churchill'i Nazilerin öldürmeyi planlamasıyla daha da ilginçleşiyor.

Roman karakterleri de en az kurgusu kadar ilginç ve başarılı. Jack, Harry ve Rachel... Üçlü bir aşk hikayesi, tarihi olaylar, macera ve dostluk iç içe...

Prusyalı bir anneyle Amerikalı bir babanın oğlu olan Jack, Alman Yahudisi Rachel'e aşık olur ama birlikte büyüdüğü yakın arkadaşı Harry de aynı kızı sevmektedir ne yazık ki. Rachel'in kimi sevdiğiniyse roman boyunca merak ediyor ama bir türlü öğrenemiyorsunuz.

Jack ve Harry, Rachel'i Sakkara kazılarında çalışmaya Mısır'a gittiklerinde tanımışlardır. Ancak gelişen olaylar Rachel, Jack ve Harry açısından karanlık sonuçlara da gebedir. 

İkinci Dünya Savaşı çıkınca, bu üç gencin her biri farklı bir yere savrulacaktır. Zira savaş acımasızdır ve herkes kendi kaderini yaşar. Jack Avrupa'ya dönmek zorunda kalır ve Alman ordusuna katılır. Harry Amerikan istihbaratında görev alır. Rachel'se İzmir'e gitmeye çalışır ama başaramaz. Naziler tarafından yakalanır ve ortadan kaybolur. Uzun süre Rachel'den haber alınamaz. 

Bu arada tarihi değiştirecek suikast girişimi, okuru başka bir boyuttan etkilemektedir. Roosevelt ve Churchill, savaşla ilgili bir zirve toplantısı için bir araya gelirler ve Naziler iki lider için düzenledikleri suikat planlarını hayata geçirmeye çalışırlar. Sonunda üç arkadaş kaderin bir cilvesiyle tekrar bir araya gelmiş olur. Dört yıl sonra kaderi tekrar Mısır'da çakışan bu üçlüyü buluşturan işte bu tarihi olaydır.