8 Temmuz 2015 Çarşamba

Fareler ve İnsanlar / Roman

Fareler ve İnsanlar /J. Steinbeck

Onlar hep açtılar..Sevgiye…


          “George beni bırakıp kaçmaz.” dedi Lennie, “George bunu yapmaz, biliyorum.”


George ve Lennie; sevgiyi, şefkati, yuva sıcaklığını özleyen, kimliğini arayan iki dost… Çiftliklerde çalışarak yaşayan iki hayalperest... Yalın ve temiz hayaller kuran iki duygusal işçi... Yuva, kök ve toprak peşinde iki sevecen karakter...


Dostluk temeli üzerine kurulan romanda, iki hayat iki ölüm, bir de hayallerinin peşinden gidemeyen insanın fedakarlığını görüyoruz. Ne olursa olsun,dostlarını yalnız bırakmamayı ve hayalsiz yaşamamayı öğreniyoruz aslında roman boyunca.

George akıllı ama hayalperest, ufak tefek bir adam, Lennie ise temiz kalpli ama bir çocuk zekasına sahip bir insan azmanı... Birbirinden farklı bu iki insan birbirine dotça bir sevgiyle bağlıdır. Öyle ki, tek başına hayatını kurgulayamayan koca cüsseli ama küçük zekalı Lennie’ye göz kulak olabilmek için George, kendi hayallerinden bile vazgeçmek zorunda kalacaktır, hüsranla biten öykünün sonunda.

Romanda olaylar Amerika’da geçer. Goerge ve Lennie, çifliklerde yaşayan toprak işçileridir. Çalışmak için gittikleri çiftliklerden hep Lennie yüzünden kovulurlar. Zira gelişmemiş zekasıyla Lennie, tek başına hiçbir şeyi başaramaz. George’nin bakımına muhtaçtır. Bu kirlenmiş dünyada Lennie’nin çocuksu saf kalbi George’u tuhaf biçimde ona bağlar. Aralarında sağlam bir dostluk ve sevgi gelişir. Lennie’nin bir de yumuşak şeylere dokunma hastalığı vardır ve kontrol etmeyi bilemediği kasları… Bir kadının saçlarını okşarken onu öldürecek kadar tehlikelidir gelişmiş gücü ve gelişmemiş zekası…

George ve Lennie, çiftliklerden kovula kovula sonunda yeni bir yer bulur ve orada işe başlarlar. Bir yandan da hayaller kurarlar geleceğe dair. Para kazanıp kendi çifliklerini almaktır en büyük hayalleri. George, arkadaşının özel durumunu bildiği için, çiftliğe gidince hiç konuşmaması gerektiğini, eğer  bir olay olursa;  gölün kıyısında saklanmasını söyler. Daha önce bir fareyi sıkarak öldüren Lennie, burada da bir köpeği severken öldürecektir ama bununla da kalmaz Lennie’nin yumuşak şeylere olan düşkünlüğü ve kontrolsüzlüğü…

George’nin olmadığı bir zamanda, çiftlik sahibi Curley'in karısının, ahırda köpekleri okşayan Lennie’ye  saçlarının çok yumuşak olduğunu ve istiyorsa onları da okşayabileceğini söylemesi, sonun başlangıcı olmuştur George ve Lennie için. Lennie, kadının saçlarını okşarken yine gücünü kontrol edemez tabi. Kadın çırpınmaya, bağırmaya başlayınca ona sarılır ve biraz fazla sıkar bilmeden. Kadın ölmüştür artık. Lennie, George’un dediği gibi yapar, önceden belirledikleri yere gider. Bu sırada Curley karısının cesedini bulur ve bunu Lennie'nin yaptığını anlar. Çiftliktekiler silahlarını alırlar ve Lennie'nin peşine düşerler. George onu nerede bulacağını bilmektedir, hemen göl kıyısına gider.Yapacağı tek bir şey vardır artık. Lennie’yi sakinleştirmeye çalışır, ortak  hayallerini düşünmeye başlarlar. Curley ve adamları onu bulduklarında öldüreceklerdir, George buna dayanamayacak kadar sever dostunu.

“ Çalılıktan ayak sesleri gelmeye başlamıştı. George dönüp o tarafa baktı.”
“Lennie, bana kızdın sanıyordum, dedi George’a.
Hayır, kızmadım sana, hiçbir zaman kızmadım, şimdi bile…
Artk sesler iyice yaklaşmıştı. George tabancayı doğrultup sesleri dinledi.
Lennie yalvardı: Hadi hemen alalım o yeri, şimdi.
Tabi, hemen, dedi George, mecburum, mecburuz.
Doğrultup tabancasını,namluyu Lennie’nin başına dayadı.”

George  Lennie'yi adamların eline bırakmamak için kendi elleriyle öldürür. Artık ona kimse kötü davranamayacaktır, artık bela çıkmayacak, kimse kimsenin canını yakmayacaktır.

"George sessiz, yere çökmüş, az önce tabancayı savurup attığı eline bakıyordu."

Adamlar Lennie'nin ölüsüyle karşılaştıklarında, içlerinden biri George'nin acısını anlar ve Lennie’nin severken öldürdüğü köpeği hatırlatır : "Sahibi onu başkaları öldürdüğünde daha büyük acı çekmişti." der.

"Bazen mecbur olur insan!"
Herkesin iyiliği için!..


Roman, trajik olduğu kadar sade ve sempatik iki insanın hikayesini anlatıyor. Dostluk ve karşılıksız sevgi, yapmacıksız bir üslupla anlatılmış. Olaylar birebir yaşanmış mı bilemeyiz ama gerçeğe çok yakın bir anlatım bu. İnsan ruhunun derinlerine bakmış adeta Steinbeck.  Oldukça da sürükleyici, sıkmadan kendini okutan bir roman...

/www.cirazsanat.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *