Mitolojik öyküler ve fantastik roman sevenlere hoş bir önerim var: Asinus Aureus yani Altın Eşek. Hoşça vakit geçirten, yer yer düşündüren yer yer de güldüren bir eserle buluşturmak istedim sizleri. Dünyanın en eski fantastik romanlarından olan bu kitapta iç içe geçmiş hikayelerle bir yolculuğa çıkacaksınız. Şimdi düşündüğünüz her ne varsa zihninizden postalayın ve kendinize bir ödül verip bu kitabı okumaya başlayın! Emin olun çok hafifleyeceksiniz ve muhteşem keyifli saatler geçireceksiniz.
İnsanoğlu çağlar boyu gariplikler yaşamış bir garip varlık değil mi zaten. Öyle olmasaydı dün ve bugün bu kadar ilgi çekici olur muydu? Bedeniyle, ruhuyla gizemlere hep açık bizler, gariplikleri de pek bir severiz, öyle değil mi?!..
Kitap bana bir parça Harname'yi bir parça da Decameron öykülerini hatırlattı. Farklı yüzyıllarda farklı kültürlerde ortaya çıkan bu üç eser, insanoğlunun doğasında hep var olan ve insanlık tarihinde büyük sorunlara yol açan ortaklıklar içeriyor; bencillik, ihanet ve doyumsuzluk illetlerinin yarattığı tahribatlar...
MS 127 / 170 yılları arasında yaşayan Apuleius, hikayesini Antik Çağ masallarıyla harmanlayarak anlatıyor. Eşeğe dönüşen adamın yaşadıkları ana kurgu olurken hikayeyi yan karakterlerin anlattığı masallar süslüyor. Dipnotlarla da eserde adı geçen mitolojik kahramanlar ve olaylar hakkında bilgi veriyor.
Keyifle okuduğum bu eserde tek eleştirim şu ki, yazar bütün kötülüklerin kaynağı olarak kadın motifi kullanmış, aldatılan erkeklerin hikayeleri ağırlıkta. Ne yazık ki, kötülük insanın doğasında var ve bunun da cinsiyeti yok. Esere kendi yaşamını da kattığı düşünülen yazar, muhtemelen çağının ve özel hayatının değer yargıları içinde, kendini eşekle özdeşleştirerek bu hikayeleri birleştirdi.
Keyifli okumalar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...