17 Temmuz 2017 Pazartesi

Kabil / Jose Saramago


"... Daha kötüsünü yapmak için doğanlar var."


İnsan gerekli miydi, tüm kötülüğü dünyaya yayan insanoğluna Tanrı neden izin verdi, insan olmasaydı, dünya acaba daha güzel bir yer olur muydu?


Jose Saramago'nun son romanı Kabil, insanlığın başlangıcına geri dönen bir kurgu içinde insanı, suç ve cezayı, var oluşu, insana özgü sevgi ve nefret gibi duyguları sorguluyor, tabi okuruna da sorgulatıyor. İlk insan, ilk suç, ihtirasın yeryüzüne yayılışı, cezalandırılan topluluklar ve zaman-mekan kaosu... Edebiyat içinde felsefe, felsefe içinde edebiyat...

Yazarı Körlük romanıyla tanıyıp sevmiştim yıllar önce. Kabil'le bir kez daha edebiyat sevgime hitap eden Saramago'nun dil ve anlatımı oldukça farklı. Paragraf ve satır başı kullanmayan yazar, diyalogları arka arkaya sıralıyor. Ama bu iç içelik hiç rahatsız etmedi beni, hatta başka yerde görsem yadırgayacağım bu yazı plansızlığı burada hoşuma bile gitti. Ayrıca düşündüren üslubu da oldukça başarılı. İlk kez Saramago okuyacak olanlara önce Körlük romanını okumalarını öneririm. Dünyevi ve uhrevi her türlü sorgulamaya açık bir roman Körlük. Kabil de aynı şekilde düşündürücü tabi; ama daha çok var oluş ve Tanrı algısı üzerinden insanı ve insanın evrendeki yerini sorgulatıyor bu kez.

Karakterlerin pek çoğu tanıdık; yani tarihi ve dini kadim şahsiyetler çıkıyor karşımıza. Adem ve Havva'nın ilk çocukları Habil ve Kabil, İbrahim, Nuh, Eyüp, Lilith... Olayların pek çoğu da tanıdık, doğal olarak kurgularla süslenmiş ve zamanda yolculuk yaptırıyor hem Kabil'e hem de  okurlara.

Kabil'le beraber gizemli bir ihtiyar yaşatıyor bize roman içindeki romanı. İki keçi, onların bağlı olduğu ip ve keçiler ipi yemesin diye onlara bekçilik eden ihtiyar... Geçmişle şimdiki zaman arasındaki ironik yolculuğun tuhaf tanıkları...

"Yakından bakıldığında, şehir büyümüş gibi gözükmüyor; kendi ağırlıkları altında yığılıp kalmış aynı evler, aynı kerpiç tuğlalar; eski yapıların kahverengimsi kütlesinden tek ayırt edilen saray ve öngörülebileceği gibi, aynı yaşlı adam sarayın girişinde, bir sokağın köşesinde duruyordu, yanında aynı keçiler, aynı iple bağlı."

"Kimse tek kişi değildir, sen, kabil, aynı zamanda habil'sin."


Cennetten sürülen Adem ve Havva, insan türüne ait ilk suç ve ilk ceza. Ardından dünyaya gelen ilk çocuklar: Kabil ve Habil... Kardeş katili Kabil, Adem ile Havva'nın oğlu, insani bütün hırsların simgesi, ilk katil, ilk sürgün, ilk gezgin...  Saramago'nun ironik yolcusu... İnsan türünün gerçeği ve her şeyi başlatan o ilk öldürme eylemi... 

Roman oldukça akıcı, zevkle bir çırpıda okunacak türden. Bir o kadar da kalıcı izler taşıyan bir eser. Dolaysız, dümdüz ama sorgulatan, 'acaba' dedirten bir anlatım... Kısacası, yer yer masal edasıyla anlatılan olaylar yer yer gülümseten ayrıntılar ve bütünüyle de düşünmeye zorlayan olgular sarıyor okuru.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *