28 Kasım 2015 Cumartesi

Pembe Köşk ve Özden Toker



Kasım gezilerimin ilki Anıtkabir'di, ikincisi de Pembe Köşk. Anıtkabir ziyaretimin etkileyici atmosferinden çıkmadan Pembe Köşk'ü görmek de muhteşem bir duygu oldu benim için. İşte bu Pembe Köşk izlenimlerimi  paylaşmak istiyorum sizlerle.

Randevu alarak gittik Pembe Köşk'e, zira belli gün ve saatlerde ziyarete açılan bir müze ev burası. Bizi İsmet İnönü Vakfı yöneticilerinden kibar bir hanımefendi karşıladı, bakımlı, modern, güler yüzlü olgunluk yaşında bir bayan. Ses tonu ve yaşı itibarıyla önce onu Özden Hanım sandık ama o değildi. Kısaca müze evle ilgili bilgi verdikten sonra, Vakıf Başkanı Özden Toker'in birazdan aşağı inip bizimle sohbet edeceğini söyledi. Evi gezmeye başladık, o sırada Özden Hanım yukarıdaki odasından güler yüzü ve ışıl ışıl bakan gözleriyle aşağı indi, kırk yıllık dost gibi karşıladı bizi. Minyon, gözlüklü, kibar görünümlü biriydi, tıpkı fotoğraflarındaki gibi. 85 yaşında ama dipdiri ve dimdik bir kadın. Kibar ve bilgili olduğu her halinden belli olan bir cumhuriyet kadını...

Pembe Köşk, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk başbakanı, ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün 48 yılını geçirdiği ev, eşi Mevhibe Hanım ve çocuklarıyla yaşadığı yuvası... Bir bağ evi olarak yapılan bu mekan, Ankara'nın en eski evlerinden biri, görmek bugüne kısmetmiş. Son derece mütevazı ve şirin bir yer burası.

Atatürk pek çok toplantısını bu evde yapmış, Ankara'nın ilk balosu, ilk konserleri, sergileri, ilk bilimsel sohbetleri bu evde yapılmış. Tarihi ve sıcacık bu mekan, geleneklere bağlı ama çağdaş İnönü ailesinin mutlu yuvası olmuş yıllarca.

Özden Toker, İsmet ve Mevhibe İnönü'nün kızları ve şu an Pembe Köşkte yaşıyor, ziyaretçileri kabul ediyor, dipdiri hafızasıyla o günleri anlatıyor bizlere. Samimi ve aydın bir edası var Özden Hanımın, bilgilerini aktarırken gülümseyerek gözlerinizin ta içine bakıyor. Özellikle Atatürk'ten söz ederken bir başka ışıltı doğuyor gözlerine. Kısacası kendisini dinletmeyi başaran bir karizmaya sahip.

Köşkte en beğendiğim bölüm, yemek odası oldu. Zira otuz iki kişilik dev bir masa ve etrafında Atatürk'le arkadaşlarının silinmeyen anıları... O döneme ait kıyafetler, yemek takımları, kahve takımları, nostaljik perde ve abajurlar...

Atatürk, arkadaşlarıyla köşkte buluşup sohbet edermiş sık sık, dönemin pek çok sorunu bu masa etrafında konuşulmuş ve çözülmüş. İşte Özden Hanım bu yemek salonunu üst katında yaşıyor anılar yumağı içinde. 2002'de eşi Metin Toker'i kaybeden Özden Hanım hayata anılarla tutunmuş ve bizlere aktarmayı da görev edinmiş gibi duruyor. Annesinin ölümünden sonra da vakıf başkanlığını üstlenen Özden Toker, bir müze ev olan Pembe Köşk'ün kalıcı bir müzeye dönüştürülmesi arzusunu dile getirdi, umarım bir gün tam bir müze olarak sürekli ziyarete açık hale gelir burası!..

Her tarafı tarih kokan bu mekanı siz de mutlaka gezmelisiniz!











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *