30 Kasım 2015 Pazartesi

Alerji

Herkes için başka bir anlam taşıyan alerjiyle 40'ından sonra tanıştım ben. 10 yıldır da savaşıyorum bu durumla. Başlangıçta sebebini anlayamadığım bu zamansız tanışıklığı kanımdaki demir eksikliği tetiklemiş meğer, doktorum öyle diyor. Neredeyse her şeyi içeren bu sıkıntıyı o günden beri araştırıyorum. Ne kadar da karmaşık ve çeşidi bol bir hastalıkmış bu alerji denen şey. Havadaki tozdan yumurtaya, sucuktan kiviye hatta kullandığımız parfüme kadar pek çok şey... En berbatı da çevremizdeki bazı insanların bizde yarattığı psikolojik alerji tabi, onu da söylemeden geçemedim.  )))


Aslında bende hep var olan ama ortaya çıkmayan bir sıkıntıymış alerji, bir kan testi sonunda tesadüfen öğrendiğim... Deneye deneye de buldum pek çok alerjenimi. Şimdi çok şeyden uzak duruyorum. Araştırmak ve bilgiye ulaşmak da çok kolay artık günümüzde ama bu konuyla ilgili benim bulduğum en sevimsiz sonuç, alerjilerin gerçek nedeninin bugün bile tam olarak bilinemeyişi ne yazık ki. Ancak nedenleri ne olursa olsun, şükür ki, vereceği rahatsızlığı önlemek, durumu kontrol altında tutmak elimizde. Bunlar alerji testleri, hap ve iğneler ya da ne dokunuyorsa onu hayatımızdan çıkarmak... Kimse çilek yemeyince ölmez ama bir ilaca ya da en basitinden arı sokmasına alerjisi olan biri için tehlike oldukça büyük demektir. Bu nedenle tıbbi yollara başvurmayı ihmal etmemekte yarar var. Tabi en iyi testi kendimizin yapacağını unutmadan, bize dokunan her şeyden uzak durabilmeyi başarmak da çok önemli.  Örneğin ben 10 yıldır çilek yiyemiyorum, bu beni öldürmedi. Haydi siz de, kendi durumunuzu bir gözden geçirin, sonra da bir doktora görünüp tıbbi yardım alın hemen!

Öğrendim ki, alerjik insanlar, alerjenlerine karşı sağlıklı insanların mikroplara veya zehirlere gösterdiği tepkiye benzer tepkiler gösteriyorlar. Yani aslında zararsız olan bir maddeyi vücuttan atılması gereken tehlikeli bir madde gibi görüyor bu insanların vücudu. Bu tip bünyelerde akyuvarlar, zararsız antijenlere zararlı muamelesi yapıyorlar. O halde, bağışıklık sisteminin güçlü tutulması çok önemli. Güçlü bünyeler alerjik reaksiyonlara daha farklı tepki veriyor, böylelikle herhangi bir sorun yaşanmayabiliyor. Bağışıklık sisteminin anne karnından itibaren güçlü tutulması da önemli tabi. Gerçek nedeni tam olarak bilinmese de anne sütünün yiyecek alerjisini önlemede rolü olduğu da görülmüş. Demek ki, bebekken iyi beslenmek şart, o da yetmiyor tabi. İlerleyen yaşlardaki bağışıklık durumu da çok önemli.  Bu rahatsızlık sadece yiyecekle de sınırlı değil ne yazık ki, vücut zayıf düştüğünde ortaya bir şekilde hemen çıkıveriyor. Bazen kaşıntı, şişlik bazen burun akıntısı... Tozdan tutun da ısı değişikliğine kadar pek çok şey, alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor. Bunların pek çoğunun aynı insanda toplanması da büyük bir şanssızlık olsa gerek.

Eğer sizin de yiyeceklere alerjiniz varsa, basit tedbirler alabilirsiniz. Bazı insanların dudakları bir parça çilek, kivi, domates, bir lokma balık, fıstık ya da bir yudum sütle bile davul gibi şişebilir, vücudunda dayanılmaz kaşıntılar olabilir. Hatta o gıda yutulduktan sonra bağırsaklarda da aynı belirtiler görülebilir. Özellikle hazır gıdalardaki katkı maddeleri ,bizim gibi bünyelerde ciddi sıkıntı yaratabiliyor.

Alerjeninizi biliyorsanız o gıdadan uzak durmalı, hatta o yiyeceği yiyen birini öpmekten bile sakınmalısınız. Zira bu üstüne giderek yenebileceğiniz bir şey değil; tedbir almalısınız! Ancak astım, saman nezlesi ve gözle görünmeyen polen ve sporların neden olduğu alerjik şikâyetlerden korunmak daha zordur, çünkü alarjenleri görme olanağınız pek yoktur. 

Belirtilerin ortaya çıkması, bağışıklık sisteminin bozulması ya da zayıflamasına bağlıdır. O halde bağışıklığı güçlü tutmak ilk adımdır. Ayrıca alerjik olduğunuzu söylemekten de kaçınmayın, bu da sizi koruyan ikinci adım olacaktır. Her yedi kişiden birinin bir çeşit alerjisi olduğunu aklınızda tutarsanız, yalnız olmadığınızı anlarsınız, diyor uzmanlar. Eğer çocuğunuzun kedi tüyüne alerjisi varsa, onu bu sevimli dostlardan uzak tutmalısınız ya da bir mekanda nefes almakta zorlanıyorsanız, orada bakımı yapılmamış bir klima mı var diye bir bakın bence. İçinde ne olduğunu bilmediğiniz bir gıdayı tüketmemek de en kolay yol olacaktır, özellikle dışarıda yenilen salataların soslarına dikkat edin. Emin olun, zararlı çıkmazsınız! 

Son adım, ne kadar sevimsiz görünse da aslında, birlikte yaşamayı öğrenebileceğiniz bir rahatsızlık olduğunu unutmayın! Öldürmeyen ama süründüren türden yani, benim tüm sıkıntılarım gibi... Sürünmemek için de bazı şeylerden uzak durmak yeterli. Basit ilaçlarla da geçici de olsa tedbir alabilirsiniz, ha bir arada iğne olmayı göze alacaksınız, yapılacak bir şey yok!...

Size dokunan her şeyden vazgeçin, ister gıda olsun, ister hava, ister insan!... 

Sağlıklı, mutlu günlere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *