Aptal Puma Sendromu
Ormanlarda vahşi kedilerin
akrabalarından olan puma, görselliğiyle insanı cezbediyor ve bir o kadar da
ürkütüyor değil mi? Hızlı ve kıvrak hareketlerini bir belgeselde izlediniz mi
hiç? Avının peşinden koşarken giderek hızlanır, hızlanır ve o sırada muhteşem
bir görüntü sergiler. Tüm kaslarıyla koşar, bazen avlar, bazen de avlanır. Puma
aslında pek çok vahşi hayvan gibi, insanlara örnek olacak bir stratejiye
sahiptir. Gücünü doğru harcayan bu vahşi güzellik, avının peşinden sürdürdüğü koşuyu,
avının gücüne göre ayarlar.
Akıllıdır vesselam, ölüm avına
çıkan puma… Avı için harcayacağı enerjiye değmeyeceğini anladığı anda koşmayı
bırakır. Döner ve başka av aramaya başlar. Kabul etmeyi de bilir, pes etmeyi de… Daha az enerji harcayarak, elde edeceği daha kolay av peşine düşer. Bir ceylanın
peşinden daha fazla koşar, çünkü avı büyüktür; tavşan için o kadar enerji harcamaz, çünkü daha küçüktür. İnsanlara da, bir şeyi elde
etmek için harcadığın enerji, elde edince kazanacağından fazlaysa o işten vazgeç, mesajını verir farkında olmadan.
Aptal puma öyle yapmaz, tahmin
edeceğiniz gibi… Ya biz, insanoğlu?.. Neyin peşinden
ne kadar koşmalıyız? Puma kadar yapabiliyor muyuz, kâr zarar hesabını? Bize
belki de hiç uymayan mesleklere sahip olmak için gereksiz enerji, zaman ve para
harcıyoruz, elde edince mutlu olamayacağımız eşler için yıllarımızı
harcıyoruz. Öngörüsüz yaşamaya devam edip çocuklarımızı da böyle
yetiştiriyoruz. İçe dönük bir çocuğa hukuk okutmaya çalışıyor, sosyal bilimlere yatkın bir
genci fen bilimlerine yönlendiriyoruz.Eş seçimlerimizse tam bir faciaya dönüşebiliyor bazen. Sadece zaman, emek ve umut kaybı… O halde ne zaman
daha hızlı koşacağımızı, ne zaman duracağımızı iyi hesaplamak gerek, öyle değil
mi? Neyle, kiminle hesaplaşıyoruz ya da inatlaşıyoruz ki!.. Boş hayallerin
peşinde koşmadan, öfkeye ya da üzüntüye yenik düşmeden, enerjimizi doğru
yerlere harcayıp mutluluğu yakalamak en güzeli olsa gerek.
İş ve eş… Geleceği vezir ya da
rezil edecek en önemli iki unsur. Sanırım akıllı puma olup doğru şeye, yeterli
hızla koşmak becerisine hepimiz sahip olamıyoruz. Yerine koyamayacağımız en
değerli gücümüz zamansa, keşkelerle yaşamamak için hayatı, ders almalıyız vahşi doğanın sultanlarından. Ömrü pişmanlıklarla
geçirip posası çıkmış bir hayat yaşamak istemiyorsak, temel şeylerin hesabını
da iyi yapmalıyız, aptal pumaya dönmeden.
Bencileyin yaşı lazım
değillerdenseniz artık fazla da yapılacak bir şey yok, geçmişe dair. “Keşke!”, “Nasıl
da düşünemedim?!..”, serzenişleriyle kalan ömrü dizayn edersiniz ancak. Ama yolun
başındakilere önerim, yapabileceklerinizin ve yapamayacaklarınızın farkında
olun! Önemli seçimleri yaparken mantığı duygunun önüne koyun, biraz kâr zarar
hesabı yapmakta yarar var!..
Zamanı durdurup başa
dönemeyeceksiniz. Tecrübeyle sabit, benden söylemesi!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...