Bir Çift Yürek
Marlo Morgan, Amerikalı bir tıp doktorudur. Avusturalya’ya
yaptığı dört aylık bir yolculuğu anlatır bu romanında. Yoculuk boyunca
Avusturalya yerlileri Aborjinlerle çölü aşar ve bu ilkel insanların doğayla
bütünleşmelerine şahit olur. Başlangıçta ilginç bir gezi diye düşündüğü bu
maceralı günler Morgan’ı bambaşka bir insan yapar. Değer yargılarının
farklılığıyla Aborjinler onu büyülemiştir. Bitkiler, toprak, hayvanlar ve insan…
Her şey o kadar farklıdır ki, bir o kadar da şaşırtıcı…
Aborjinler kendilerine ‘ Gerçek İnsan’ demektedir, yani
modern hayatın kirletemediği, yalansız ve çıkarsız… Doğa ile barışıktır
Aborjinler, ölülerini doğaya ve hayvanlara teslim ederler, dönüşüme yardım
etmek için. Konuşmak yerine telepatiyi tercih ederler; zira onların
düşüncelerinde başkalarından gizleyecekleri kirler yoktur, zihinlerini açarlar,
okunması için. Modern dünyanın maddeci ve tüketici açlığına karşın Aborjinler
ihtiyaçları kadar yer, örtünecek kadar giyinir ve her şeyin doğaya ait olduğunu
savunurlar.
Avusturalya yerlileri topluma dahil edilmemiş, sosyal hiçbir
işte çalıştırılmamışlardır. Modern hayatın dışında, doğal ortamda, doğal
ihtiyaçların dışına çıkmadan yaşamaktadırlar.
Yazar onlara katıldığında bütün giysileri ve eşyaları alınarak yakılır.
Artık o da dört ay boyunca onların giysileriyle, hayat felsefeleriyle
yaşayacak, çıplak ayakla çölde yürüyecektir.
Kabile, doğaya saygılıdır, yemek
için bir hayvanı veya bitkiyi öldürürken bile doğadan izin isterler. Zamanla yazar
da onların yaşam tarzına ayak uydurmak zorunda kalır. Çölde asla aç ve susuz
kalmayan Aborjinler, sağlık sorunlarını da çözecek donanıma sahiptirler. Öfke
ve hırstan yoksundurlar ve birbirlerine asla yalan söylemezler. Onların yaşamıyla
Morgan bize, insan olmanın sırrının yürek ve niyette gizli olduğunu anlatır.
Gerçek İnsanlar kabilesi yazara ‘mutant’ der ve ondan insanlığa mesaj
iletmesini ister. Kabilenin şefi, iki toplum kültürünü de tanıdığı için yazara 'Bir Çift Yürek’ adını koyar.
İnsanoğlu gelişim adına ve çıkarları doğrultusunda doğayı
yok etmekte ve gelecek nesillere kalacak mirası tüketmektedir. İnsani değerler
de yerini hızla öfkeye, hırsa ve bencilliğe bırakmaktadır. Bu duruma tedbir
almak yine insanın elindedir tabi. Aborjinler uygar dünyaya bu mesajı veriyor
kitapta. Bu son mesajı dünyaya iletme görevi de tabi ki Marlo Morgan’a
düşüyor. Dört ayın sonunda farklılaşmış olarak kendi dünyasına dönüyor yazarımız; daha insan, daha masum, daha sade...
Yıllar önce okuduğum Bir Çift Yürek beni çok etkilemişti,
özellikle de yalan söyleme ihtiyacı hissetmeyen Aborjinlerin, zihinlerini
birbirlerine açmaları… Telepatiyle
anlaşmak muhteşem bir şey olsa gerek. Tekrar okunmaya değer bulduğum bu kitabı
şimdi daha da çok sevdim. Anladım ki, aradan geçen yıllarda uygar dünyada
değişen bir şey olmamış. Hala doğayı ve birbirimizi katlediyoruz, hala
savaşlar, yalanlar ve hırs yönetiyor dünyayı. Şimdi bir düşünelim:
Torunlarımızın torunlarına nasıl bir dünya bırakacağız?!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...