Gidişinin üstünden sanki bir asır geçti. Artık yılları saymıyorum, ne zaman gittin buralardan, ne zaman kanatsız melek oldun, ne zaman benim yarımı da alıp götürdün, bilmiyorum. Zamanı ölçülere sığdırmak anlamsız, bir asır kadar uzak, bir yürek kadar yakınsın bana. Ben takvimlere bile bakamıyorum artık. Çünkü biliyorum ki, ilk günkü kadar taze benim şaşkınlığım.
Zaman her şeyin ilacı diyenlere de gülüp geçiyorum. Unutmak mümkün mü, sen benim bir parçamdın, alışmak diye bir şey de yok, sadece kabulleniş var çaresizce. Kolu kopmuş biri, ceketinin altındaki o boşluğu unutabilir mi? Mümkün değil. Hele ki bir annenin cennete uçan bebeğini unutması...
Ben seni hiç unutmadım bebeğim. Sadece boşluğunu dondurup dolaba sakladım. Orada bekletiyorum, hepsi bu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...