16 Kasım 2015 Pazartesi

The Killing


                      "Tanrı'yı güldürmek istiyorsan planlarından bahset!"


Son zamanlarda izlediğim en dramatik polisiye gerilim dizisi The Killing. Diziye birkaç yıl geç kalmış olsam da, iyi ki buldum onu diyorum. Zira sadece polisiye değil psikolojik, dramatik ve sosyolojik pek çok hikayeyle karşılaştım arkaya arkaya izlediğim bölümler boyunca. Öyle sardı ki beni, bütün sezonları bitirip rahatlayacağım ancak. Alt yazılı haliyle izliyorum, çevirisi de oldukça iyi doğrusu, bozuk cümlelerle karşılaşmıyorsunuz. Kötü bir çeviri, senaryoyu da oyunculuğu da mahveder bence. Çok başarılı buldum kısacası, her yönüyle... Emeği geçen herkesin ellerine sağlık...


Her bölümde farklı bir olay olan dizilerden bir süre sonra sıkılıp kopar, sonrasında da izlemeyi unuturum genellikle. The Killing'se farklı bir yol seçmiş, iki sezon boyunca tek bir cinayete odaklanıyorsunuz, merak unsuru o kadar yüksek ki, bölümleri birbirine bağlayarak saatlerce başından kalkmadan izliyorsunuz, ta ki gözleriniz isyan edene kadar. Bir o kadar da sakin ilerliyor aslında, patırtı gürültü pek yok, sizi düşünmeye zorluyor sürekli. Ayrıca siyasi çekişmeler, entrikalar, güç kavgaları, kazanmak için her yol mübahtır anlayışındaki insanlar çok tanıdık bir dünyanın kapılarını da aralıyor.

Bir yandan seçim yarışı, öte yandan cinayet soruşturması ve dizi oyuncularının doğallığı sarıyor insanı. Aile dramları da bence iyi işlenmiş, abartı yok, sıradan ve doğal... Oldukça sürükleyici bir hikaye ve beyin sporu var her bölümde, polisle birlikte iz sürüyor, şüpheleri ve ipuçlarını derleyip toparlıyor, tam da işte katil bu, dediğiniz anda başarısızlığa uğruyorsunuz Linden ve Holder'le birlikte. Bol küfürlü dizilerden olmadığı için de ayrıca memnunum, ne diyeyim, tam da bana göre bir dizi işte!..

İlk iki sezonu keyifle izlerken bir yandan da zihin jimnastiği yaptım ama finalde katil beni oldukça şaşırttı; çünkü ondan şüphelenmek hiç aklıma gelmemişti. Benden dedektif olmaz ama asıl dedektifler de ondan şüphelenmeyi onca bölüm boyunca akıl edemediler doğrusu. Kısacası başı sonundan belli, basit bir hikaye değil, bu da diziyi izlenir kılıyor tabi. Çok çok heyecanlı sahneler yok ama insanı saran bir havası, bir sıcaklığı ve farklı bir gizemi var. Tanıdık gelen çok duyguyla ve olayla karşılaşıyorsunuz. Yetiştirme yurdunda yetişen bir kadının ruhunda nelerin eksik kaldığı, anne sevgisini tanımayan bir insanın annelikteki başarısızlığı, genetik bağ olmadan da ebeveyn sevgisinin ne kadar güçlü olabileceği... Pek çok psikolojik ve sosyolojik sorun, cinayet kurgusunun etrafında dönüyor. Sanırım beni en çok etkileyen bu insani durumlar, duygular ve aile bağları oldu. Farklı ama bir ucundan tanıdık gelen hayatlar, sırlar, çaresizlikler, başarılar_başarısızlıklar, yalanlar ve insani eksiklikler, kusurlar ve hatta hatta delirtecek düzeyde takıntılar...

Kendimden de bir şeyler buldum açıkçası, üçüncü sezona balıklama dalacağım. İzlemediyseniz sizlere de tavsiye ederim. Keyifli seyirler!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *