Beypazarı’nda müze olduğunu biliyor muydunuz? Ben
bilmiyordum doğrusu. Dolaşırken tesadüfen iki müzenin varlığını öğrendik arkadaşlarla. Bunlardan biri Yaşayan Müze, diğeriyse Hamam Müzesiydi. İsimleri de ilginç geldiği
için gezmek istedik, elimizde makinelerle önce ‘hamam müzesinde ne olur ki’
diye diye girdik içeri. Elbette hamam ve hamam tasları, kurnalar, göbek taşı falan olacaktı. Ama içeri girince dikkatimizi çeken, sohbet havasında bilgiler verilmesi oldu. Sıcacık bir karşılama ve soru sorup cevap alabileceğiniz insanlar...
Oldukça şirin bir hamamla karşılaştık, Osmanlı’dan kalma bir yer burası, içinde hamam tasları, otantik havlular, nalınlar, peştamal ve donlar, yemeniler ve hamamın hikayesini anlatan cana yakın müze görevlileri… Kendisini Hamam Anası diye tanıtan bir bayan gezdirdi bizi, en güzel tarafı da 'fotoğraf çekmek serbest' demesiydi. Gelin hamamı geleneğini anlattı, bir de gelin sadıçlarını. Sadıç deyince aklımıza erkekler geliyor ama kızların da sadıcı oluyormuş o dönemde. Gelin için hazırlanan üç eteği düğüne kadar, kızın sadıcı giyermiş, bunları bilmiyordum doğrusu. Ayrıca hamamda kullanılan eşyalarla ilgili bilgiler verdi Hamam Anası. Biz de bol bol fotoğraf çektik tabi.
Oldukça şirin bir hamamla karşılaştık, Osmanlı’dan kalma bir yer burası, içinde hamam tasları, otantik havlular, nalınlar, peştamal ve donlar, yemeniler ve hamamın hikayesini anlatan cana yakın müze görevlileri… Kendisini Hamam Anası diye tanıtan bir bayan gezdirdi bizi, en güzel tarafı da 'fotoğraf çekmek serbest' demesiydi. Gelin hamamı geleneğini anlattı, bir de gelin sadıçlarını. Sadıç deyince aklımıza erkekler geliyor ama kızların da sadıcı oluyormuş o dönemde. Gelin için hazırlanan üç eteği düğüne kadar, kızın sadıcı giyermiş, bunları bilmiyordum doğrusu. Ayrıca hamamda kullanılan eşyalarla ilgili bilgiler verdi Hamam Anası. Biz de bol bol fotoğraf çektik tabi.
Farklı bir müzecilik anlayışı,
sımsıcak sevimli bir ortam… Oldukça iyi düzenlenmiş ve samimi bir görüntü. Farklı dönemlerde kullanılan kıyafetler ve hamam eşyaları şirin bir sergiye dönüşmüş. Anlatıcı teatral bir havaya bürünmüş, otantik kıyafetler içinde. İsterseniz soru da sorabiliyorsunuz Hamam Anası'na, gülümseyerek ve nezaketle cevap veriyor.
Kültürümüzü tanıtmak ve sahip çıkmak için uğraşan
insanları takdir ettim doğrusu. Müzeyi müze yapan gelenek sevdası ve tarihi yaşatma, yeni
nesillere aktarma tutkusu olsa gerek. Bu tutkunun sahibi de Sema Demir adlı bir bayan,
Hacettepe Üniversitesi Türk Halk Bilimi mezunu bir akademisyen Sema Demir. Kendisini bu başarılı çalışmasından dolayı kutluyorum.
Beypazarı gezilmesi gereken şirin bir yer, müzelerini de gitmişken mutlaka görmeli!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...