Rüya ve Senoi'ler

Rüya deyip geçmeyin, çoğu zaman bilinçaltımızın bir oyunu olsa da bazen bize bizle ilgili bir şeyler fısıldıyor da olabilirler. Hatta yaratıcı rüyaların bile olduğu bilinmekte. Örneğin Edgar Alan Po, hikayelerini rüyalarından aldığı ilhamla yazmıştır. Bir de bilimsel araştırmalara konu olmuş ve doğruluğu kanıtlanmış bilinçli rüyalar var. İşte Malezyalı Senoi yerlileri, bu bilinçli rüyanın ustaları olarak kabul ediliyor bilim adamlarınca.

Günlük hayatta sıkça sorarız  "Dün gece iyi uyudun mu?" diye. Peki ya,"Dün gece iyi rüyalar gördün mü?" diye niye sormayız birbirimize? Bazen gördüğümüz rüyadan aniden uyanırız gecenin luzumsuz bir vaktinde. Nedir bizi uyandıran, rüyalar mı yoksa? Belki de psikolojik ya da bedensel bazı sıkıntılar...  

Biliyoruz ki, hepimiz rüya görürüz, uyanınca hatırlamasak da. İşte aniden uyandığımız gecelerde bu rüyaları hatırlama imkanımız daha fazladır, tabi sabah yine unutmuş olarak uyanırız. Pek de üstünde durmayız çoğu zaman. Ama Malezya'da yaşayan bir kabile var ki, tüm yaşamlarını rüyalara göre kurgulayıp iyi rüya görme çabası içine giriyorlar. Bunlara Rüya Kabilesi deniyor; yani Senoi'ler... Senoi yerlilerinde bilinçli rüya eğitimi küçük yaşlarda başlar, rüyalarını denetleme yöntemlerini öğrenirler. Bu kabile bilim adamları tarafından '30'lu yıllarda keşfedilmiş ve araştırmalara konu olmuştur. Günümüzde bilinçli rüya ustalarının kullandığı bu tekniğe, Senoi Tekniği deniyor.

Senoi ailesi bireyleri her sabah, çocuklar da dahil olmak üzere, gördükleri rüyaları birbirlerine anlatırlar. Daha sonra kabilenin ileri gelenleri toplanıp bu rüyaların ışığında uzun ya da kısa vadeli kararlar alırlar: Bir eğlence düzenlemek ya da yeni bir av alanına göç etmek gibi.

Avlanarak yaşayan Senoi kabilesi, 1, 2, 3 ve 'bir sürü'den başka sayı bilmezler. Yani bu insanlara ilkel gözüyle bakabiliriz. Ne var ki, ruhbilim açısından hiç de ilkel değillerdir. Onları inceleyen bilginler, Senoi'lerin manevi yönlerinin çok geliştiğini, açgözlülük ve kıskançlık gibi, modern dünya illetlerine sahip olmadıklarını, özellikle de sarsılmaz bir ruh sağlığına sahip olduklarını saptamışlardır. Barışsever ve sakin yapıdadırlar.

İşte Senoi'lerin bu ruhsal dinginliklerini, sakin ve huzurlu yaşamalarını, düşlerini denetim altına alarak sağladıklarını öğrenen ruhbilimciler, bu yolun gücüne inanmışlardır. Zira Senoi kabilesi, ruh sağlığını koruma konusunda bütün dünyaya örnek olacak bir yol geliştirmişlerdir: Rüya psikolojisi. Günümüzde bu teknik oldukça işe yarıyor ve  bazı psikologlar hastanın rüyalarını kullanarak tedavi yöntemleri geliştiriyorlar.

Hedef huzuru yakalamak. Senoi'ler, düşlerini kontrol etmekle kalmıyor, kabusları da tatlı rüyalara dönüştürme çalışması yapıyorlar ve başarıyorlar da. Onları inceleyen bilim adamları da, psikolojik sorunlar yaşayanlara günlük yaşamı daha huzurlu kılacak uyku çalışmaları öneriyorlar. Denemekte fayda var. Belki bizler de ilkel dediğimiz bu insanlar gibi, cinayet işlenmeyen, kavgalar olmayan, açgözlülükten uzak, barış içinde, sakin bir dünya yaratabiliriz!

İşte bu huzur reçetesi:

Uykuya dalmadan önce, göreceğiniz rüyayı ve sabah nasıl uyanmak istediğinizi düşünün. Uyanır uyanmaz, gördüğünüz rüyayı hatırlamaya çalışın ve bellekte kalanları not edin. Başlangıçta akşamları "Göreceğim rüyaları hatırlamalıyım!" diye tekrar ede ede yarım bardak su içmeyi deneyebilirsiniz. Uyandığınızda da kalan suyu için. Rüyalarınızı hatırlamanıza yardımcı olacaktır. Unuttuysanız eğer, yatakta hareketsiz yatmayı deneyin, gözlerinizi kapatın. Bu sırada yaşamınızdaki önemli kişileri düşünün, bilinçaltını harekete geçirin. Gece onlara rastladınız mı? Kiminle ilgili endişeler yaşıyorsanız ona yoğunlaşın, rüyanızda mıydı? Yavaş yavaş kımıldamayı deneyin. Çünkü bedeniniz, rüya gördüğünüz pozisyonu alırsa, hatırlamanız kolaylaşacaktır. Eğer gece aniden uyandıysanız, o anda not almakta yarar var tabi, yoksa sabaha unutmuş olarak uyanacaksınız.

Tabi rüyaları hatırlamanın bana ne faydası var ki, diyorsanız da denemeyin! Orası size kalmış!... Bir de, uyanıkken rüya görmemeye dikkat edin, bence en kötüsü de o!.. 

Hepinize renkli rüyalar, huzurlu yaşamlar!...