Beynindeki Kara Delik
İnsan olmasaydı, dünya nasıl olurdu diye düşündünüz mü hiç?
Yaratılmışların en üstünü denilen varlık…
Yüce bir varlık ya insan, kendine göre, zeki, akıllı, sağduyulu… Acaba bizim
kendi türümüze yakıştırdığımız bu sıfatlar, yıkan, yok eden, öldüren yanımızı
ne kadar gizliyor? Bize söylenen en büyük yalan bu belki de.
Vahşi bir hayvan, herhangi bir canlıyı niye öldürür?
Korunmak, beslenmek ve bölgesini savunmak için. Peki modern insan, herhangi bir
canlıyı niçin öldürür? Güç, para, eğlence, beslenme, bazen korunma ama en çok
da egosunu tatmin etmek için.
İnsanoğlunun benliğini saran öldürme tutkusuna sebep çok. Giderek
bağımlılık yaratan şiddet sevdası hangi vahşi hayvanda var? Hayatta kalmak için
savaş veren, avlanan bir hayvan, ihtiyacını giderince eylemsizleşir, döner
gider ya da daha sonra beslenmek için saklar bir yere. Amaç beslenmek ve
hayatta kalmak, bu bir dürtüdür onun için. Zevk için öldüren, işkence eden bir
hayvan gördünüz mü hiç? Oysa insanoğlu öyle mi?
Ne isteği biter, ne doyumsuzluğu, vahşidir içten içe, en modern çağda
bile, hala savaşlar oluyorsa, çocuklar ölüyorsa, tecavüzün sonu gelmiyorsa,
doyumsuzsa hala insanoğlu, söyleyin hangi üstünlük bu. Olsa olsa, insan, en
karanlık yönüyle üstün tüm canlılardan. Zira bir yüzü , kötülüğün rengini taşır
daima. Bazen en aşağılık yaratık olmayı başaran insan…
Bir kaplan zebrayı avlar, oturup afiyetle yer. Bir aslan bir ceylan yakalar, karnını doyurur. Onlar doyunca
akbabalar gelir ziyafete oturur. Doğada her şey birbirine hizmet eder, muhteşem
bir döngü bu. Herkes kendi yaşam mücadelesini verir ve hayatta kalmaya çalışır. Oysa insanoğlu söz konusu olunca durum biraz farklılaşır. İlk insanlar da belki, hayvanlar gibi, beslenmek ve korunmak için öldürüyordu ama modern dünyada artık her şey, güç için, para için, zevk için. Hırslarına yenik düşen insanoğlu hem doğayı hem kendini yok ediyor adım adım, hani şu, yaratılmışların en üstünü olan, insan...
Bir insan bir vizon avlar, kürkünü işler ve satar, para
kazanır. Yavru foku kafasına vura vura öldürür, kürkünü işler ve satar, para
kazanır. Bir insanı öldürür, parasını alır; bir insanı öldürür,
geleceğini alır. Bir bomba atar, sayısız can alır. Parmaktaki yüzüğü çalamayan
hırsız, keser parmağı alır. Arzularına yenik düşer, tatmin olur, can alır. Dünyaya hakim olmak ister, can alır. Vahşetin sonu yok, sebebi, mazereti yok. Üstün ya
insan, bütün canlılardan ve üstelik de birbirinden!!! Ne aç karnı doyar, ne
egosu, ne arzuları. Aldıkça daha fazlasını ister; yakar, yıkar, yok eder
hırsları uğruna.
İnsan niye öldürür? Çünkü bencildir, tahammülsüzdür,
doyumsuzdur. Öldürür çünkü tüm canlılara ve kendi dışındaki herkese “hepinizden
üstünüm ben” demeye çalışır. Evreni kendisi için yaratıldı zannedecek kadar
şişkindir egosu. Korkaktır, baş edemediğini yok eder, doğaya savaş açar, yaşama
savaş açar ve nihayetinde kendi türüne… Beynindeki kara delik yüreğini de esir
almıştır, işte o yüzden öldürür yüzyıllardır. Yaşamak için öldürmeyi bırakmış,
öldürmek için yaşar olmuş adeta. Acaba evrende insan olmasaydı, daha mı güzel
olurmuş her şey, kim bilir!
Dünyanın aslında istemediği bir yaratık belki de, kazara
ortaya çıkmış bir mutasyon belası dünyaya. İster evrimsel ister tanrısal olsun ne fark eder, Habil'le Kabil'den beri öldürüyor insanoğlu. Ama kendine biçtiği payeler çok
ironik, değil mi? Yüce yaratık ya kendine göre!.. Fazla genin yarattığı
çılgınlık bu olsa gerek. “İnsan doğmak”la “insan olmak” arasında ne büyük bir
uçurum var değil mi?!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...