Şarlo
“Benim acım birinin gülüşüne sebep olabilir ama benim
gülüşüm asla birinin acısına sebep olmamalı!”
Charlie Chaplin
Charlie Chaplin
Eskiler sessiz sinemayı hatırlar, yeni nesil de az çok
tanır Şarlo’yu. Ben onunla ilk okul çağlarında tanıştım. Babam bir arkadaşı
alırken özenmiş, eve bir film oynatma makinesi almıştı. Bence o güne kadar eve
gelen en değerli eşyaydı. Kocaman gri bir kutusu vardı makinenin, ailece eski
merakımızdan mıdır, atmayı sevmediğimizden midir bilinmez, hala İzmir’deki evde
durur o nostaljik kamera.
EİE’de veznedar olan babam akşam beşte işten çıkar,
Demirtepe’den Balgat’a gelmesi ve yemeğe oturmamız altıyı bulurdu. O yıllarda yemek saati çok önemliydi ve ailece sofraya oturulur, ailece akşam geçirilir, her şey birlikte yapılır, her yere birlikte gidilirdi. Bu, hafta içi
akşamlarının rutinini bozan da, yemekten sonra ışıkları kapatıp duvara gerdiğimiz beyaz
çarşafta, elle oynatılan kameramızla Şarlo'yu izlemekti. Benim
için günün en özel saatleriydi bunlar. Ama film makaraları o kadar sınırlıydı
ki, hep aynı şeyleri izler dururduk. Başlangıçta makarayı babam kameraya
yerleştirir ve oynatırdı, biz de izlerdik. Sonra ben yapmak istedim, muhteşem
bir duyguydu bu. Çok eğlenmiştim ama sadece bir kez oynatabildim. Makaradaki
film şeridini koparınca bir daha izin çıkmadı tabi. İşte çocukluğumun ilk
kahramanıyla o yıllarda tanıştım, Şarlo’yla… Siyah şapkası, penguen yürüyüşü ve
gülen yüzüyle…
Kimdi Şarlo, merak ediyor muydum? Hayır, benim için o
yıllarda sadece duvardaki beyaz çarşafta beni eğlendiren adamdı. Ama büyüyüp
öğretmen olduğumda araştırmak istedim çocukluğumun sevimli Şarlo’sunu. Tabi
internet gibi bir hızlı araştırma kaynağı yok o yıllarda, ansiklopedi
karıştırmak gerekiyordu. Kağıt ve cildi olan her şeye düşkünlüğüm vardı benim, kendimi bildim bileli, Şarlo'yu ararken ansiklopedi karıştırma sevdamı da fark etmiş oldum. Bilgi
çağında, bugün hala, zaman zaman okurum onları, galiba ben matbaadan çıkan
nesnelerin kokusuna bağımlıyım. Neyse...
Bugün internette Charlie Chaplin için pek çok iddiayla
karşılaşıyoruz. Ama bu beni pek de ilgilendirmiyor zira o benim Şarlo’m.
Hayallerini gerçekleştiren adam, fakirliği dert edinmek yerine kaderini kendi
çizmeyi tercih eden adam, konuşmadan anlatan, vucut dilini istediği gibi
konuşturan adam... O benim ilk sinema sevdam.
Modern palyaço olarak kabul gören Chaplin, oyuncu ve komedyen olduğu
kadar yönetmen ve senaristtir de; yani her şeyiyle sinemacıdır o. Bol pantalonu, melon şapkası, kocaman palyaço
ayakkabılarıyla ve her an bir yaramazlık yapmaya hazır bastonuyla komik bir
tip, yaşayan bir efsane… İngiltereden kalkıp Amerikaya gelen ve kısa sürede Dünya
sinema tarihinin en büyük isimlerinden olmayı başaran özel bir adam Charlie
Chaplin.
1913’te Amerika’da başlayan sinema hayatı, onu başarıdan
başarıya koşturmuş, ona Oscar Ödül’leri aldırmış, 1889- 1977 arasında geçen 88 yıllık ömrüne sinemaya dair çok şey
sığdırmasını sağlamıştır. Bugün gerek fotoğrafları gerekse sözleriyle ve hem dramatik hem komik duruşuyla gençlerin de tanıdığı önemli bir sinema adamı Şarlo...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...