23 Haziran 2015 Salı

Şarlo




Şarlo

“Benim acım birinin gülüşüne sebep olabilir ama benim gülüşüm asla birinin acısına sebep olmamalı!”
Charlie Chaplin

         Eskiler sessiz sinemayı hatırlar, yeni nesil de az çok tanır Şarlo’yu. Ben onunla ilk okul çağlarında tanıştım. Babam bir arkadaşı alırken özenmiş, eve bir film oynatma makinesi almıştı. Bence o güne kadar eve gelen en değerli eşyaydı. Kocaman gri bir kutusu vardı makinenin, ailece eski merakımızdan mıdır, atmayı sevmediğimizden midir bilinmez, hala İzmir’deki evde durur o nostaljik kamera.


          EİE’de veznedar olan babam akşam beşte işten çıkar, Demirtepe’den Balgat’a gelmesi ve yemeğe oturmamız altıyı bulurdu. O yıllarda yemek saati çok önemliydi ve ailece sofraya oturulur, ailece akşam geçirilir, her şey birlikte yapılır, her yere birlikte gidilirdi. Bu, hafta içi akşamlarının rutinini bozan da, yemekten sonra ışıkları kapatıp duvara gerdiğimiz beyaz çarşafta, elle oynatılan kameramızla Şarlo'yu izlemekti. Benim için günün en özel saatleriydi bunlar. Ama film makaraları o kadar sınırlıydı ki, hep aynı şeyleri izler dururduk. Başlangıçta makarayı babam kameraya yerleştirir ve oynatırdı, biz de izlerdik. Sonra ben yapmak istedim, muhteşem bir duyguydu bu. Çok eğlenmiştim ama sadece bir kez oynatabildim. Makaradaki film şeridini koparınca bir daha izin çıkmadı tabi. İşte çocukluğumun ilk kahramanıyla o yıllarda tanıştım, Şarlo’yla… Siyah şapkası, penguen yürüyüşü ve gülen yüzüyle…

         Kimdi Şarlo, merak ediyor muydum? Hayır, benim için o yıllarda sadece duvardaki beyaz çarşafta beni eğlendiren adamdı. Ama büyüyüp öğretmen olduğumda araştırmak istedim çocukluğumun sevimli Şarlo’sunu. Tabi internet gibi bir hızlı araştırma kaynağı yok o yıllarda, ansiklopedi karıştırmak gerekiyordu. Kağıt ve cildi olan her şeye düşkünlüğüm vardı benim, kendimi bildim bileli, Şarlo'yu ararken ansiklopedi karıştırma sevdamı da fark etmiş oldum. Bilgi çağında, bugün hala, zaman zaman okurum onları, galiba ben matbaadan çıkan nesnelerin kokusuna bağımlıyım. Neyse...

         Bugün internette Charlie Chaplin için pek çok iddiayla karşılaşıyoruz. Ama bu beni pek de ilgilendirmiyor zira o benim Şarlo’m. Hayallerini gerçekleştiren adam, fakirliği dert edinmek yerine kaderini kendi çizmeyi tercih eden adam, konuşmadan anlatan, vucut dilini istediği gibi konuşturan adam... O benim ilk sinema sevdam. 
   
         Modern palyaço olarak kabul gören Chaplin, oyuncu ve komedyen olduğu kadar yönetmen ve senaristtir de; yani her şeyiyle sinemacıdır  o. Bol pantalonu, melon şapkası, kocaman palyaço ayakkabılarıyla ve her an bir yaramazlık yapmaya hazır bastonuyla komik bir tip, yaşayan bir efsane… İngiltereden kalkıp Amerikaya gelen ve kısa sürede Dünya sinema tarihinin en büyük isimlerinden olmayı başaran özel bir adam Charlie Chaplin.

         1913’te Amerika’da başlayan sinema hayatı, onu başarıdan başarıya koşturmuş, ona Oscar Ödül’leri aldırmış, 1889- 1977 arasında  geçen 88 yıllık ömrüne sinemaya dair çok şey sığdırmasını sağlamıştır. Bugün gerek fotoğrafları gerekse sözleriyle ve hem dramatik hem komik duruşuyla gençlerin de tanıdığı önemli bir sinema adamı Şarlo...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *