3 Şubat 2016 Çarşamba

Divan Şiiri


Anadolu'da 13. yüzyılda başlayan ve 19. yüzyılın sonlarına kadar süren, kendine özgü kuralları olan bir şiir geleneği vardır. Bu şiir geleneği, Türkler islamiyeti kabul ettikten sonra, Arap ve İran edebiyatlarının etkisinde gelişerek oluşmuştur. 

Türk şairleri tarafından başlangıçta taklit edilen, sonraki dönemlerde daha üstün örneklerle devam eden Divan şiiri, yeni bir edebiyat anlayışı ve yeni bir dil olarak karşımıza çıkmıştır ve 6. yüzyıl boyunca varlığını sürdürebilmiştir.

Divan şiirinde sözcükler çok büyük önem taşır. Şiirde her sözcük kullanılmaz, kendine özgü söz kalıpları vardır bu şiir geleneğinin. Divan şiirinde şairlerin ortaklaşa kullandığı söz kalıplarına mazmun denir. Kulağa hoş gelmeyen, kullanımı yaygınlaşmamış sözcüklere pek yer verilmez. Kısacası, divan şiirini belli bir söz kadrosu vardır ve bütün şairler, bu sözleri kullanır. Sanatçılar, ustalıklarını sergileyebilmek için bu kurala sıkı sıkıya bağlı kalırlar. Ayrıca söz ve anlam sanatlarını da yoğun bir biçimde kullanırlar.

Klasik edebiyat diye de adlandırılan Divan edebiyatı, gerek dil ve anlatımı gerekse ele aldığı konular bakımından halktan kopuktur, yüksek zümre edebiyatının ürünleridir bunlar. Zaten okuma-yazma bilmeyen halkın Arapça, Farsça ve Türkçe karışımı bir dille yazılan bu ürünleri anlayıp sevmesi olanaksızdı.

Divan şiirinde aşk konusu oldukça önemlidir. Bu sadece güzele duyulan aşk değildir, ilahi aşk da görülür. Aşkı tasavvufi anlamda anlatan şairler olduğu gibi, somut bir sevgiliye duyulan aşkı anlatan şairler de çoğunluktadır. Ancak, özellikle gazellerde anlatılan aşkın hissedildiği güzel, şiirin bütününe bakıldığında soyut kalır, gerçek bir insana pek benzemez. Mazmunlarda anlatılan nitelikler bir resim olarak gözde canlandırılamaz bile, abartılı ve hayalidir. Örneğin, nokta ağız, ok kirpikler, badem gözler, yanakta ayva tüyleri ve karabiber gibi bir ben, süpürge saçlar, selvi boy... Bu mazmunların yanında, gazellerde, aşkı anlatmanın da belli kalıpları vardır bu şiir geleneğinde. Sevilen aşığına asla yüz vermez, şair bu durumdan hep şikayet eder ama kavuşmayı da istemez. Zira kavuşunca aşk bitecektir.

Şiirde beyit, bent gibi birimler kullanılır, aruz ölçüsüyle yazılan şiirlerde bu birimlerin anlam bütünlüğü ve güzelliği önemsenir, yani şiirde bütün güzelliğine değil bu parçaların güzelliğine önem verilir. Anlamsa beyit ya da bent içinde başlar ve biter.

Divan şiirinde en çok işlenen konular, aşk, ayrılık acısı, hasret, güzellik, din-tasavvuf, erdem, doğa ve benzeridir. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *