26 Mayıs 2015 Salı

Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl - Amin Maalouf





                                      Beatrice’den Sonra Birinci Yüzyıl                                                                                                 Amin Maalouf


              Semerkant, Afrikalı Leo, Doğunun Limanları gibi pek çok kitabında yüzünü geçmişe dönen Maalouf, bu romanda tam tersi bir bakış açısıyla geleceği öngörmeye çalışıyor. Bunu yaparken de, günümüzün erkek egemen saplantılarını, bunun geleceğe dönük sonuçlarını irdeliyor. Gerilik ve modernlik arasındaki dalgalanmayı, bilimin kötü ellerde insan soyunu nasıl tehdit edeceğini, evlat sevgisini ve evrensel boyutta kadın kavramını nazikçe inceliyor. Bu çok boyutlu roman, ince bir zekanın ürünüdür ve az sözle çok şey anlatıyor aslında.
               Bildiğiniz gibi, tüm dünyada -ama açık ama sezdirmeden- erkek çocuk özlemi hep olagelmiştir. Aynı özlem Doğu’da da yüzyıllardır egemenliğini sürdürmektedir. Lübnan asıllı Fransız yazar, romanda bu özlemin bilim yoluyla geleceği nasıl bir felakete sürüklediğini anlatmaktadır.

“Prag dolaylarında bir hanın bahçesindesin sen
Masanın üstünde bir gül, öylesine mutlusun sen
Öykünü nesirle yazacak yerde
Güldeki altın böceğini gözlemliyorsun sen”
                                              APOLLINAIRE


                                     
         Skarabe, Eski Mısır’da dinsel bir simge kabul edilmektedir. Güneşin doğuşunu ve insan ruhunun ölümsüzlüğünü simgeler. Eski Mısır mezarlarındaki pislik böceği kalıntısı bu inanca işarettir. Romanda her şey Mısır’a yapılan skarabeyle ilgili bir yolculukla başlar.

          Doğu'da Skarabe adı verilen pislik böceği baklalarından esinlenerek elde edilen ilaçlar, Batı ilaç firmaları tarafından geliştirilir ve piyasaya sürülür. Bu ilaçların amacı doğacak çocuğun erkek olmasını sağlamaktır. Zamanla kız çocuklarının doğumu azalır, çünkü hemen hemen herkes erkek çocuk istemektedir ve yirmi birinci yüzyılın başlarında bu yöntem, insanlığı -Güney ülkeleri başta olmak üzere- büyük bir kaosa sürükler. Böylelikle, öngörülemeyen felaketler zinciri romanı sarmaya başlar: göçler, isyanlar, iç savaşlar, kız kaçırmalar… 

        Bilim hoyratça kullanılmış ve insan soyunu tehdit eden bir canavara dönüşmüştür. İnsan eliyle insan türü yok edilmektedir. Bundan çıkar sağlayan ilaç firmaları bile bu kaostan nasibini alır. Zira erkek sayısı arttıkça kız çocuğu sayısı hızla azalmakta ve insan soyu hızla tükenmektedir.

           Yaşanan tuhaflıkları, karmaşayı ve şaşkınlığı yaratan bilimdir, insan için iyinin ve kötünün emrindeki bilim... Romanda içi içe geçen düşünce zincirinde bilime eleştirel bakış da vardır: “Tüm ilaçlar bilinçli kullanıldığında kurtarıcı, aksi halde tehlikelidir. Bir mucid insanlığı olgunlaşmış varsaymalıdır; yoksa birçok şey icat edilmemeliydi! Ama bilim geriye doğru işlemez, insanlık sahip olduğu bilgiden de, güçten de kurtulamaz. Geçmişe özlem duyanlar bunu böyle kabullenmeliler!” diyor Maalouf romanında.

                Dünyanın “yoksul Güney – zengin Kuzey” çelişkisi, bilim yoluyla Güney nüfusunun erkekleşmesine dönüşür. Bir gurup aydın, insanları uyarmak için çabalayıp durmaktadır.      “ Bilgeler Şebekesi” adıyla çalışan bu aydınlar gurubu, umutsuzca, zararın bir yerinden de olsa insanları döndürmeye çalışır. Bir gazeteciyle bir böcekbilimci  ve onlardan doğacak bir kız çocuğu yani Beatrice de kurgunun tam omurgasında yer alır, olaylara tanıklık eder. Yazar, Beatrice’in yaşıyla yaşanan korkunç ilerlemeyi kronolojik sıraya bağlar.

         Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl, Amin Maalouf’un diğer kitaplarına hayranlık duyanlar için biraz farklı gelebilir, hatta belki de biraz sıkıcı. Konusu oldukça zengin, düşündüren ve sorgulayan bir eser ama bu kalemden tarihi kurgu okumaya alışkın olanlar için belki biraz da tuhaf bir eser. Anlatım Semerkant’la ya da Afrikalı Leo’yla kıyaslanamayacak kadar zayıf ama yine de okumaya değer bence.

         İnsanoğlunun bencilliğinin küresel sonucunu görmek, bir babanın kızına duyduğu sevgiyi anlamak, kadınsız bir dünyanın getirdiği verimsizliğe şahit olmak istiyorsanız  bu kitabı okuyun! Eğer Amin Maalouf'un kaleminden haz alıyorsanız, onun farklı bir yönünü görmek istiyorsanız bu kitaba zaman ayırın! Oldukça kısa, incecik bu romanda pek çok felsefi yaklaşımı da bulmuş olacaksınız.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır.Teşekkürler...

Arşiv

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *